Özgür-Der Ümraniye Şubesi Konferansları Başladı

Özgür-Der Ümraniye Şubesi Konferansları Başladı

Özgür Der Ümraniye Şubesi’nin bu yılki ilk semineri Çamlıca Sabahattin Zaim Kültür Merkezinde bu akşam gerçekleştirildi.

Özgür Der Ümraniye Şubesi'nin bu yılki ilk semineri Çamlıca Sabahattin Zaim Kültür Merkezinde bu akşam gerçekleştirildi.

Kadir Aslan'ın oturum başkanlığını yaptığı "Müslümanların Müslümanlaşması" konulu panelin konuşmacıları; Ahmet Kalkan ve Oktay Altın oldu.

Kadir Aslan, konuşmacılara sözü vermeden önce yaptığı önsöz konuşmasında: "Müslümanların Müslümanlaşması" başlığının insanda iki çağrışım uyandırdığını, bunlardan birinin tevhidi Müslümanların tekamülü ile ilgili olduğunu diğerinin ise geleneksel Müslümanların tevhidi bilince ulaşması olduğunu belirttikten sonra ilk sözü Ahmet Kalkan'a verdi.

Ahmet Kalkan başlığın bir yönüyle eleştiri bir yönüyle de mesaj içeren bir anlam içerdiğini belirterek dünyanın küreselleşmiş bir fitneyle karşı karşıya olduğunu ve buna engel olmanın ise ancak Müslümanlığın gereği üzere Müslüman olmalarıyla mümkün olacağını belirttikten sonra sözlerine şöyle devam etti. "Maide suresi 105.ayette Rabbimiz "Ey inananlar siz kendinizle ilgilenin. Doğru yolda iseniz sapan kimse size zarar veremez..." buyurmaktadır. Başkalarını kurtarmak isteyenler öncelikle kendilerini kurtarmalıdır. Yine Bakara suresi 44.ayette ise "Siz insanlara iyiliği emrederken kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Akletmeyecek misiniz?" buyurularak başkalarını ıslah edeyim derken kendilerini unutanların akletmediklerini belirtmektedir. Al-i İmran 102.Ayette de Allah'tan gereği üzere korkmamız ve ancak Müslümanlar olarak ölmemiz emredilmiştir."

Çağdaş insanın tek umudunun Müslümanın Müslümanlaşması (örneklik arzetmeleri) ile olacağını belirten Ahmet Kalkan,bu konuda üç temel engelin/problemin olduğunu bunların da tarihi problemler, Modern din anlayışı ve Dahili problemler olduğunu söyleyerek bu problemleri örneklerle izah etti. Din adına sahip çıkılan anlayışın hurafeler şeklinde miras bırakıldığını ve bunun sorgulanması gerektiğini ifade ederek sözüne şöyle devam etti;"Dini anlayışımızı hurafelerden arındırmalı ve Kuran temelinde akaidimizi gözden geçirmeli ve yenilemeliyiz. Pragmatik, pazarlıkçı, parçalı, laikçi modern din anlayışı da Müslümanların Müslümanlaşmasında önemli engellerden biridir dedi. Son olarak DAHİLİ problemlerimize olan boş vermişlik, kulluk bilincinde gevşeklik, korkaklık, aslı değil teferruatı önemseyen, farzı değil nafileleri önemseyen vs. de önemli engellerden üçüncüsüdür dedi.

Son olarak Kuran'ın emir ve nehiylerini gözeterek muvahhitler olarak bir arada olmak ve toplumsal anlamda Müslümanlaşmak gerektiğini ifade ederek sözlerini tamamladı.

 İkinci konuşmacı Oktay Altın Hucurat suresi 14.ayete değinerek iman etmekle İslam olmanın ayrıştırıldığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti; "Gelenekte de iman ve İslam ayrımı söz konusu. Hucurat suresindeki ayrım farklı. İslam kelimesi teslim olmak anlamıyla kullanılmıştır. Kuran somut anlamlı kelimelere soyut anlamlar verir. İslam olmak da bu kabilden bir kelimedir. Kuranın bir çok ayetinde islam ile iman aynı anlamlarda kullanılmıştır. Hz.İbrahim ve İsmail'in duaları buna örnektir. İman ve İslam kelimelerinin ayrı ayrı ifade edilmeleri bunların tamamen birbirlerinden ayrı anlamlarda olduğu anlamına gelmez. İslam imanın hemen arkasından gelen ve ayrılmaz amellerdir."

 Nasıl Müslümanlaşılır sorusuyla konuşmasına devam eden Oktay Altın; ilk dönem sahabenin Müslüman olmasıyla sonraki dönemlerdeki insanların Müslüman olmasının farklı olduğunu ilk dönem Müslümanların bir çok riski göze alarak ve ne yaptıklarının bilincinde olarak Müslüman olduklarını belirtti. Hayat devam ettikçe Müslümanlaşmanın da devam edeceğini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti; "Müslümanlar olarak sürekli kendimizi yenilemeli, eleştirebilmeli ve kendimize çekidüzen verebilmeliyiz. Müslüman anın sorumluluğunu taşıyabilen ve gereğini yapabilen kişidir. Gelenek ferdi bir din anlayışını tavsiye ediyor ve yaşatıyor. Oysa topluca Müslüman olmak gibi bir sorumluluğumuz var."

Seminer katılımcıların sorularına verilen cevaplarla sona erdi.

Önceki ve Sonraki Haberler