Batman’da: Başörtüsüne Özgürlük Eylemi..!

Batman’da: Başörtüsüne Özgürlük Eylemi..!

Batman’da bu hafta "İnanç ve Düşünce Özgürlüğü Platformu" tarafından organize edilen basın açıklaması ile başörtüsüne özgürlük istendi.

Basın açıklamasından önce Mehmet ŞAT tarafından, başörtüsü sorununa karşı laiklerin tutumu ve DTP'nin özgürlükçü düşüncesinin söz konusu İslam ve başörtüsü olunca kendi ifadeleriyle çelişen bir tutum sergilemeleri dile getirildi. Sonrasında Betül ŞAT tarafından okunan basın açıklaması ile devam eden etkinlik, Ömer Faruk SEVİM tarafından "Bayraktır Başörtüsü" adlı marşın okunması ile sona erdi

Haksozhaber: Abdullah SEVİM

Basın Açıklamasının Metni:

Başörtüsü Sorunu Tüm Alanlarda Ve Koşulsuz Olarak Çözüme Kavuşturulmalıdır.

Yıllardır gayri hukuki şekilde uygulanan başörtüsü sorunu, muhalefetinde destek vermesi ile kısmi çözülmeye noktasına gelmiştir.

Hukuk devleti, bireyin inancını ifade etmesinde ve uygulamasında, herhangi bir engelle karşılaşmamasını teminat altına almak zorundadır. Bireyin inancından ötürü karşılaştığı herhangi bir ayrımcılık söz konusu ise, bu hangi alanda olursa olsun, bunu gidermek hukuk devletinin asli sorumluluklarındandır. Ancak, başörtülü bayanlar, kıyafetinden ötürü gerek eğitim gerekse çalışma hayatında yıllardır ayrımcılığa tabi tutulmuş ve binlerce mağdur üretilmiştir. Vergi verme ve zorunlu bazı kamu hizmetlerinin ifası gibi konularda hiçbir farklı konumlandırma söz konusu değilken, eğitim ve çalışma hayatında hizmetin verilmesi ve alınması konularında başörtülülere ayrımcılık yapıldığı ortadadır.

Allah'ın emri olan ve Mü'min kadınların inançlarının gereği, İslami kimliğin vazgeçilmez bir unsuru olarak yerine getirdikleri bu emrin Yüksek Öğrenim haricindeki diğer eğitim kurumlarında ve çalışma hayatında, yasağın devam ettirilmeye çalışılması çelişkili bir tutumdur. Böyle bir çözüm yeni mağduriyetlerin oluşmasını engelleyemez. İnanç özgürlüğünün sadece kampüslerde değil yaşamın her alanında güvence altına alınması zorunludur. Çünkü Müslüman kadının başörtüsü sadece üniversite öğrencilerine değil, hizmet alana da hizmet verene de farzdır! Müslüman kimliğimize dair tüm haklarımızın takipçisi olma kararlılığımızı sürdüreceğimizi ifade etmek istiyorum.

Bizler, insan hakları ihlali niteliğindeki bu yasağın ertelenmesini değil, tamamen kaldırılmasını istiyoruz. Bunun için kılık kıyafetin, hizmet alan/veren farkı gözetilmeksizin, kamu/özel ayrımı yapılmaksızın, eğitim/öğrenim ve çalışma hayatında hiçbir kısıtlamaya tabi tutulmaksızın serbest olduğuna ilişkin özgürlükçü, genel bir düzenleme yapılması gereklidir. İnsan hakları ihlalleri yarım çözümlerle, geçici rahatlatmalar ile son bulamaz. Yarım çözümlerin ileride sorunu daha da büyümüş olarak karşımıza çıkaracağı apaçık ortadadır. Ayrıca Yüksek Öğretim Kanunu'na "başın örtülmesinin çene altından bağlanacak şekilde olması gerekeceğine" yönelik ifadeler en başta hukuk tekniğine aykırı ve komik bir düzenleme olacaktır.

Değişikliğin bu şekilde kabul edilmesi durumunda yüksek öğrenimini tamamlayan öğrenciler, meslek hayatına atıldıklarında kıyafetleri nedeni ile yine yasakla karşılaşacaklar, diplomalarının iş hayatında bir karşılığını bulamayacaklardır. Bu durumda üniversite önünde yaşanılan sıkıntılar adres değiştirerek ihlal tabloları ve insanlık dışı tavırlar buralara taşınacaktır.

Onun için, 6 Şubat'ta Meclis'te görüşülecek olan eksik ve zaaflarla malul olan kılık-kıyafet düzenlemesi konusunda Milletvekillerini uyarıyoruz. Sorunu ancak hiçbir kaygıya kapılmadan insan hakları ve özgürlükler çerçevesinde her alanda çözmeniz halinde ülke'deki gerilim bitecektir. Yasak hizmet veren yerlerde  ve yüksek öğrenim dışında devam ettiği müddetçe başörtüsü sorunu ülke gündemini meşgul etmeye devam edecektir. Bundan dolayı hiçbir baskı altında olmaksızın milletin vekilleri olarak doğru kararı veriniz.

Yasakçılar da çılgınca sözler etmeye başladı. Başörtüsüne karşı çıkarken ilahi olan her şeyi eleştirmeye başladılar. Güya dogmatizme karşılar! Bunlar, Anayasayı ve resmi ideolojiyi putlaştırmaktadırlar. Eğer bu ülkede hukuk varsa, yasalar halkın iradesiyle şekillenmeli, sizin taleplerinize göre değil. Sizin bize biçtiğinizi giymek zorunda değiliz. 'Üniversitelerde huzursuzluk çıkar'mış. Çıkarmayın! Provokasyonlara zemin hazırlamayın! 'Derslere girmezler'miş. Girmeyin! Ne güzel, köhnemiş fikirlerinizden kurtuluruz. En temelde inancımız ve başörtümüz hakkında konuşmaya hakkınız olmadığını artık öğrenin. Anıtkabir'e yüz sürmeler  de sonuç vermeyecektir!

Statükonun lisan-ı hal ile "benim belirlediğim kadar özgür olabilirsin" dayatmasını asla kabul etmiyoruz.

Bizler İnanç ve Düşünce Özgürlüğü Platformu olarak başörtüsü konusundaki taleplerimiz eksiksiz ve koşulsuz karşılanana kadar meydanlarda ve her platformda haykırmaya devam edeceğiz.

Sadece yüksek öğrenim gören kişilere yönelik, kısır ve etkisiz bir çözüm istemediğimizi, her alanda başörtüsü yasağının kaldırılması ile bu sorunun çözülebileceğini açıkça ifade ediyor, aksi bir çözümü, çözüm olamayacağı için, kabul edilebilir bulmadığımızı tüm kamuoyuna açıklıyoruz.

BAŞÖRTÜSÜNE SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK TANINMALIDIR!

YARIM ÇÖZÜM, ÇÖZÜMSÜZLÜKTÜR; KABUL EDİLEMEZ

İnanç ve Düşünce Özgürlüğü Platformu

Mazlum DER, Özgür DER, Bey DER, İlim Sağlık ve Yardımlaşma Vakfı, Anadolu Gençlik Derneği, MEMUR-SEN(Eğitim Bir-Sen, Sağlık Sen, Enerji Bir Sen,Diyanet Sen, Toç Bir Sen,Birlik Haber Sen,Bayındır Memur Sen,Büro Memur Sen, Bem Bir Sen,Kültür Memur Sen,Ulaştırma Memur Sen)

Önceki ve Sonraki Haberler