Beykoz’da "İmam Humeyni" konuşuldu

Beykoz’da "İmam Humeyni" konuşuldu

Özgür Der Beykoz Şubesi’nin düzenlediği aylık seminerlerin bu ayki konusu İmam Humeyni idi. Bayanlara özel program Nimet Kaşıtoğlu ve Zeynep Aydın'ın sunumuyla gerçekleştirildi.

Nimet Kaşıtoğlu ilk olarak, Humeyni'nin doğduğu ve yetiştiği zamanın, sosyalizmin inişe geçtiği Batılı kapitalist sistemin hakim olmaya başladığı bir döneme denk geldiğini söyleyerek İran'ın o dönemde içinde bulunduğu siyasi ortamı anlattı. İran'ın sosyal dokusu ve toplumsal yapısından bahsetti. Kaşıtoğlu, Humeyni'nin kronolojik hayatını anlatarak, eğitim süreçleri, Ayetullah oluşu, binlerce öğrenci ve farklı çevrelerin takibiyle süren mücadelesini ve devrime giden süreçleri anlattı.

Tüm yaşamı boyunca, sürgün yıllarında bile bulunduğu durumu en iyi şekilde değerlendirerek mücadelesini sürdürdüğünü belirtti. Kur'ani bir yaşam ve İslam Devleti kurma idealiyle, Filistin mücadelesine sahip çıkmanın onun en önemli vurguları olduğunu ifade etti. Devrim sonrası dönemde de Müslümanların en önemli meselesinin Kur'an'ı bir kenara bırakıp başkalarının emri altına girmeleri, Kur'an'dan uzaklaşmaları olarak gösterdiğinin altını çizdi.

Sade, mütevazi yaşamı ve her görüşten pek çok insanı etkileyen liderliğinden bahseden Kaşıtoğlu, örnek yaşamı ve durmadan sürdürdüğü Kur'ani mücadelesiyle önümüzdeki örneklerden biri olduğunu ifade ederek sözlerini tamamladı.

İkinci olarak söz alan Zeynep Aydın, Humeyni'nin düşünsel gelişimi ve İslami uyanış sürecine kazandırdıkları üzerinde durdu. Aydın, "İmam Humeyni Batı emperyalizminin egemen olduğu bir dünya sistemine rağmen gerçekleştirilen bir İslam devriminin lideriydi, o türedi değildi" diyerek, ıslahatçı, inklapçı bir çizginin günümüze kadar taşıdığı Tevhidi mücadele mirasını devralıp kitleleştirerek iktidara ulaştıran bir hareketin rehberliğini yaptığını söyledi. Humeyni ve hareketinin ilgi, sevgi, karizmatik liderlik boyutuyla öne çıkarmanın eksik olacağını belirtti. Önemli olanın Tevhidi anlama ve ıslahatçı bir tutumla, mevcut imkanlarla vakıa arasında doğru bağ kurabilme basireti göstermelerinin İslami mücadele sürecini en yüksek seviyeye ulaştırdığını görmemiz olduğunu anlattı.

M. Hasan Şirazi, Afgani, Mutahhari, Burucerdi'nin düşünsel sürecine etkilerinden bahseden Aydın, Humeyni'nin kapalı bir havzada kalmayarak dönemin önemli isimleriyle etkileşim içinde oluğunu belirtti. Humeyni'nin ortaya çıkan en belirgin yanının uzlaşmacı anlayışı kesin olarak reddetmesi olduğunu, İmam'ın bu kararlı ve tutarlı tutumunun pek çok dersler barındırdığını vurguladı. Mücadele sürecinde öne çıkan vurguları maddeler halinde aktardı:

1- Müslüman farklı grupları tasfiye değil, diyalogla ortak platformlar oluşturulmalı

2- Mezhepleri yaklaştırma çalışmaları yapmış, vahdet namazları başlatmış, mezhepler üstü bakışı sağlamaya çalışmıştır.

3- Her fırsatta gerçekleşen devrimin Şii devrimi değil, İslam devrimi olduğunu vurgulamıştır.

4- İsabetsiz hedefler uğruna enerjilerini parçalayan Müslümanları egemen olan gerçek küfür sistemiyle tanıştırmış, büyük şeytanın kim olduğuna işaret etmiştir.

5- Gençlere ve devrim muhafızlarına tavsiyeleri önemlidir; lüks salonlarda toplantı yapmayın, namazı beş vakit kılın, haftada birkaç gün oruç tutun, her gün Kur'an okuyun, sade ve temiz giyinin.

6- Kadın sorununu gündeme getirmiştir. İyiliği emr, kötülükten nehy etmenin kadın erkek herkese farz olduğunu belirtmiş, devrimin en önemli güçlerinden biri olarak kadınların varlığını vurgulamıştır.

Aydın, kavramların tecdidi başlığı altında tağut, istikbar, müstezaf, Cuma namazı, aşura, hacc, intizar kavramlarının Tevhidi içeriğiyle yeniden tanımlandığı üzerinde durdu. Bütün Müslümanların artık beklemekten vazgeçerek sorumluluklarını ellerine almaları gereğini bir bilinç düzeyi olarak öne çıkardığını ifade etti.

Örnek alınacak doğruları olduğu gibi yanlışları da olduğunu söyleyerek, kendinden  sonra kurumsallaştırılması gereken yapıyı oluşturamadığı  yönüyle eleştirildiğinden ve İran Anayasasına yöneltilen eleştirilerden bahsetti.

Aydın son olarak, Humeyni hareketiyle ezilmiş Müslüman halkların ve dahi ezilen tüm müstezafların onur kaynağı olmuştur. Yaşananlar şartlarının en ileri aşamasıydı, onun örnekliği umut, güven ve onur kaynağı olmuştur. "Onu, Kur'an'ı son ana kadar elinden bırakmayan, mezhepler üstü bir bakışla Müslümanları birleştirmeye çalışan, Filistin meselesini Müslümanların gündemine taşıyan, Tevhid bayrağının bir taşıyıcısı olarak anıyoruz" dedi. "Allah bizleri de inanç ve bilinçle Tevhid mücadelesini ileriye taşıyan müminlerden kılsın" diyerek sözlerini tamamladı.

Program soru ve katkıların ardından sona erdi.

Önceki ve Sonraki Haberler