Rıdvan Kaya, Mavi Marmara’yı Anlattı

Rıdvan Kaya, Mavi Marmara’yı Anlattı

Mavi Marmara’nın tanıklarından Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya Özgür-Der Beykoz Şubesi’nde Mavi Marmara’da yaşanılanları anlattı.

Konuşmasına Gazze'nin içinde bulunduğu ambargodan bahsederek başlayan Kaya; Gazze'nin maruz kaldığı ablukanın çok sert olduğunu, Gazzeli balıkçıların bile denizde 3 milden fazla açılamadığını aksi taktirde İsrail askerlerinin kurşunlarına maruz kaldıklarını belirtti.

Gazze'ye dair kısa bir girişten sonra Mavi Marmara baskınını anlatmaya başlayan Kaya; İsrailli askerlerin baskın gecesi sabah namazından önce taciz ateşinde bulunmaya başladıklarını, sabah namazının ikinci rekatında ise İsrail gemilerinin gelmeye başladıklarını belirtti. İsrail askerlerinin ilk saldırısında birkaç asker püskürtülünce uyarı olmaksızın helikopterden taranmaya başlandıklarını belirten Kaya, ateşten kısa bir süre sonra etrafın yaralılarla dolduğunu belirtti. İsrail'in sürekli yalan söylediğini, yaralılarla ilgili pazarlık yaptığını ve çatışmadan sonra 3 saat yaralıları beklettiğini belirten Kaya, İsrailli askerlerin yaralı Çelebi Bozan kardeşimize yatarken iki kurşun daha sıktıklarını aktardı.

Saldırının beklenenden çok daha ağır olması üzerine teslim olunduğunu ifade eden konuşmacı, tüm işlemlerin sabah saat 9'da bittiğini Aşdod limanına ise akşam saat 7'de varıldığını, bunun da 10 saatlik mesafede yani uluslar arası sularda saldırının gerçekleştiği anlamına geldiğini belirtti. İsrailli askerlerin sürekli yalan söylediklerini, 35-40 kişilik otobüslerle Berşava cezaevine toplandıklarını, dünyadaki tepkilere bağlı olarak esirlere yapılan muamelenin de yumuşadığını aktaran Rıdvan Kaya, Müslümanlar arasında vuku bulan dayanışmanın hapishanede de devam ettiğini, İsraillilerin ise yolcuları zorla İsrail'e getirmesine rağmen hapishanede 'İsrail'e niçin geldiniz?' gibi akıldışı sorularla ve 'provokasyon' suçlamalarından kaynaklanan hapishanede kalma tehditleriyle tutuklulara baskı yaptığını belirtti. Kimsenin bu kadar çabuk hapishaneden çıkılacağını tahmin etmediğini ifade eden Kaya, İsraillilerin elektronik eşyalara ve giysilerin bir kısmına el koyduğunu ve ilginç bir şekilde hiçbir şeyi düzenli yapamadıklarını, üçüncü günün sonunda bile hala isim listesi çıkarmakla uğraştıklarını vurguladı.

Konuşmasında yolcular arasındaki dayanışma bilincinden de örnekler veren Kaya, Ürdün Hükümeti'nin devreye girmesiyle serbest kalan Ürdünlülerin ilk önce çıkmak istemediklerini, İstanbul'a gitmek ve şehit cenazelerine katılmak istediklerini ancak diğer yolcular çıkmalarında ısrar edince akşam saatlerinde çıktıklarını belirtti.

Hükümetin yaklaşımına da değinen Kaya, operasyon öncesinde çok sorumsuz davranıldığını, operasyon sonrasındaki tavrın ise genel anlamda iyi olduğunu ifade ederek kimsenin İsrail'de bırakılmamasının ve tutukluları almaya gelen 3 uçağın da beraber kalkmasının bir olumluluk olduğunu belirtti.

Konuşmasında asıl sorunun özgürlük sorunu olduğunu, açlık sorunu olmadığını da vurgulayan Kaya, önemli olanın Gazze'ye gidecek olan malzeme değil, ambargonun delinmesi olduğunu ifade etti.

İHH üzerinde yapılan spekülasyonlara da değinen konuşmacı, eylemin hükümetten bağımsız gerçekleşmesinin ve bunun herkesçe kabul edilmesinin olumlu olduğunu belirtti. Daha sonra gemide verilen mücadeleye değinen Kaya, yabancı bir donanmanın saldırısına uğrayan bir gemi mürettebatının silah kullanmaya bile hakkı olduğunu, bunun kimseyi ilgilendirmediğini, buna rağmen silahsız bir direniş gösterdiklerini ve bu anlamda yapılan İsrail propagandasının temelsiz ve saçma olduğunu ifade etti.

Müslümanların bundan sonra ne yapması gerektiği konusunda ise Rıdvan Kaya İsrail'in gayrimeşru olduğu gerçeğinin unutulmaması ve sürekli dillendirilmesi gerektiğini ve duygusal değil de bilinç temelli bir muhalefetin inşa edilmeye çalışılması gerektiğini vurguladı. Konuyla alakalı yapılan tartışmalarda İsrail'in kuruluşunun ve varlığının/işgalinin sorgulanmasının elzem olduğunu da belirten Kaya; işgalin ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal ve benzerleri gibi birçok boyutunun olduğunu ve Müslümanların hepsine karşı çıkması gerektiğini, İsrail diye meşru bir devlet olmadığı gerçeğinin altının çizilmesi gerektiğini ifade etti.

Son olarak Fethullah Gülen ve Bülent Arınç konularında ise polemiklere girilmemesi ve İsrail'in zulmüne odaklanılması tavsiyesinde bulunan Rıdvan Kaya, görüş alış verişi ve soru – cevap kısmından sonra konuşmasını bitirdi.

Ersen Akyıldız / Haksöz Haber

Önceki ve Sonraki Haberler