"Çalışan ve Ev Kadınları Arasında ki Farklar ve Sorumluluklar?"

"Çalışan ve Ev Kadınları Arasında ki Farklar ve Sorumluluklar?"

Gaziosmanpaşa Özgür-Der'de "Çalışan ve Ev Kadınları Arasında ki Farklar ve Sorumluluklar?" konusu işlendi.

Gaziosmanpaşa Özgür-Der'de hanımlara yönelik "Toplumal Fıkhımız" üst başlığı altındaki aylık çalışmalarda bu ay Zehra Türkmen'in sunumuyla "Çalışan ve Ev Kadınları Arasında ki Farklar ve Sorumluluklar" başlıklı konu işlendi.

Konuşmasına ev hanımı ve çalışan kadın tanımlarını yaparak başlayan Türkmen konuyu daha çok mümin ve mümine insanların sorumlulukları bağlamında değerlendirdi.

Toplumda kadınların önemli bir kısmını ev hanımlarının oluşturduğunu ancak günümüzde ev hanımlığının hafife alındığı ve küçümsendiğini belirten Türkmen bunun arka planına değindi.  

Feminizmin, modern kültürün kadının dönüşümü üzerinde ki etkisini aktaran Türkmen bu tezlerin ev hanımı veya çalışan kadın olsun kimliğimize zarar verdiğinin altını çizdi.  Özellikle kapitalist sistemde "üretim yaptığın kadar" değerlisin mantığı gereği  "Kadın çalışırsa özgürdür, üretime katılmalıdır ve değerlidir" tarzındaki düşüncelerin ev hanımlığını değersiz gördüğünü belirtti.

Peygamber toplumunda yaşayan Sahabe hanımlarının hayatlarından örnekler sunan Türkmen Bu hanımların başta kendi yuvaları olmak üzere tüm dünyada İslam'ın en güzel şekilde yaşanması ve yayılması için çaba sarf ettiklerini vurguladı.  

Günümüzde ev hanımı veya çalışan kadın tanımlarının Müslüman kimliğine uygun bir şekilde yeniden tanımlanması gerektiğini belirten Türkmen Nisa Suresi 137. Ayeti hatırlatarak şunları ifade etti:

"Bizim için önemli olan imanımızı yeniden sorgulamak.  İmanımızı yeniden yenilemek İmanımızı yenilersek zaten iç motivasyonumuzu da yenilemiş oluruz… Ben niçin yaşıyorum? Hayatın anlamı ne? Yaşadığım toplumda ifsad var, fıtrattan ve vahiyden kopma var. Ben ister ev hanımı ister çalışan kadın olayım bu toplumda çevremi ve çocuklarımı vahiyle nasıl buluşturabilirim. Bizim asıl sorumuz bu olmalı. Kaygımız ve çabamız bu doğrultuda olmalı.

Asıl özgürlük kapitalizmin bize telkin ettiği yaşama biçimi değil asıl olan özgürlük fıtratla ve vahiyle barışık olmaktır.

İlk defa erkek veya kadın fark etmez niçin yaşıyorum? Sorusunu sormak gerekir.  Yaptığım iş bir araç mı, amaç mı? Yani birinci hedef niçin yaşadığım sorusu.

İkincisi ise yaşama gayemizi fıkhettikten sonra bunu nasıl geliştirebilirim? Sorusu olmalıdır"

Ev hanımları olarak birçok çalışmanın, çabanın içinde yer almamızın mümkün olduğun belirten Türkmen bunlardan bazıların şöyle sıraladı:  

- Sohbetlere katılarak

- Bizden daha iyi bilen insanlara sorup onlardan fikir alışverişinde bulunarak

- Kitap okuma alışkanlığımızı geliştirerek

- Kuranı yeniden doğrudan okuyarak

- Eylemlik alanlarımızı geliştirerek

- Planlı yaşayarak

- İnterneti doğru kullanmak

- Ev işlerini bütün işlerimizin önüne geçirmemek

- Farklı coğrafyalarda yaşanan zulümler karşısında sessiz kalmayarak

- Komşuluk ilişkilerimizi yeniden gözden geçirerek

- Erteleyici tavırdan vaz geçmek

- Ev işlerimizin gönüllü işlere mani olmadığını bilmek

"Bunun için bir meslek sahibi olmak gerekmez. İnsan olmamız yeterlidir. Kur'an bir zümreye bir mesleğe hitap etmiyor. Ey Nas diyor, yani insana hitap ediyor. Bu önemli…

Hz. Ebubekir, Hz Ömer, Hz. Aişe, üniversite mezunu değillerdi.

İlk vahiy inzal olduğu dönemlerde Erkam'ın evinde kadın ve erkek müminler, tertil üzere birlikte Kuran okuyan insanlar üniversite mezunu değillerdi. Ama akıllarını kullanıyorlardı. Şuurluydular.  Hayatın anlamını kavrayan insanlardı."

Ev hanımlarının enerjilerini doğru kullandıklarında hayata dair ciddi verimlilikler elde edileceğinin altını çizen Türkmen ayrıca kadınların ezik ev hanımı psikolojisinden de kurtulması gerektiğini belirtti.

Zaman kavramının önemi üzerinde duran Türkmen Müminun Suresi 3. Ayet örnekliğinden kalkarak "Onlar, 'tümüyle boş' şeylerden yüz çevirenlerdir." düsturu gereği zamanı tüketen kadınlar olmamanın üzerinde durdu.  Zamanı tüketirsek aynı zamanda kendimizi de tüketen bireyler olmaya başlarız şeklinde konuştu.

Ayrıca Suriye Mısır, Filistin gibi zulüm ve baskı altında bulunan kadınların hayatlarında ki mücadelelerdenken örnekler veren Türkmen çalışan kadınlar konusunda da şunları belirtti:

Çalışan kadınları üç gruba ayırmak mümkün:

1- ihtiyaç olduğu için çalışanlar 

2. Kendilerine ihtiyaç duyulduğu için çalışanlar. (Kadın doktorlar, ebeler, hemşireler gibi…)

3.Keyfi olarak çalışanlar:  

Keyfi olarak çalışanları da kendi içinde inceleyebiliriz. Mesela; Üniversite mezunu olduğu için kendisini çalışmak zorunda görenler, mevkii makam için çalışanlar, eşinin kendisini boşamasından korktuğu için çalışanlar, ev işi ve çocuk bakımını sevmediği için çalışanlar, aile zorladığı için çalışanlar ve birde canı sıkıldığı için çalışanlar…

 Ancak bir kadın çalışmaya niyet ediyorsa kendisine şu soruları sormalıdır:

Benim gerçekten çalışmaya ihtiyacım var mı? Neden çalışmak istiyorum? Ve yaptığım bu iş benim fıtratıma uygun mu? İş hayatım biyolojik ve psikolojik olarak beni nasıl etkiliyor? Aynı zamanda aile içi ilişkilerimi nasıl etkiliyor?

Sonuç itibariyle varoluş gayemizi yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini belirten Türkmen, Yeter ki takva elbisesi giyilmiş olsun. Gözler namahremi kollamasın. Topuklar yere vurulup, edalı konuşulmasın. Ve kadın-erkek karşılıklı olarak her türlü rucz'dan veya kirli ve hafif meşrep tavırlardan kaçınılsın; Müslümanların meşru örfüne uyulsun önemli olan budur şeklinde sözlerine devam etti.  Türkmen Enam Suresi 162. Ayette geçen "Muhakkak ki; benim namazım, kurbanım, ibadetlerim hayatım ve ölümüm ancak ve ancak âlemlerin Rabbi Allah içindir." düsturunun önemine vurgu yaparak konuşmasını bitirdi.

Samimi bir ortamda geçen seminer katılımcıların sorduğu sorulara verilen cevap ve yapılan açılımlarla son buldu.

Bir sonraki program "Ev içi ilişkiler, anne baba ve çocuk rolleri, hiyerarşinin önemi ve değeri." Nurşen AYDIN'ın sunumuyla gerçekleştirilecektir.

Önceki ve Sonraki Haberler