"Tüketim Alışkanlıklarımız, Boykot ve İnfak Fıkhımız"

"Tüketim Alışkanlıklarımız, Boykot ve İnfak Fıkhımız"

Özgür-Der Gaziosmanpaşa aylık müzakereli seminerlerinde Şenay Bitlis tarafından "Tüketim alışkanlıklarımız, boykot ve infak fıkhımız" konusu işlendi.

Şenay Bitlis'in sunduğu seminerin özeti:

"İnfak farklı anlamları (tükenmek, tamamlanmak, son bulmak, bitirmek, yok olmak, yoksul düşmek ) olmakla birlikte daha çok "para veya malı elden çıkarmak" anlamında kullanılmaktadır. Dini-ahlaki bir terim olarak da " Allah'ın hoşnutluğunu elde etmek niyetiyle kişinin servetinden harcama yapması, ihtiyaç sahiplerine ayni ve nakdi yardımda bulunması" demektir. Bu bakımdan infak farz olan zekatı da gönüllü olarak yapılan her tür hayrı da içermektedir. İnfak paradan ve maldan olduğu gibi ilimden, güzel sözden, güler yüzden de olur. Ayrıca sağlığın ve gençliğinde infakı vardır.

Kur-an'ı Kerimde infak kavramı bir ayette (İsra7/100) "yoksul düşme" , yetmişe yakın ayette de "harcama yapma" anlamında kullanılmıştır.

Allah'a ve resulüne iman edin. Sizi hakim kıldığı, sizin yönetiminize verdiği şeylerden harcayın. Sizden inanan ve harcayanlar için büyük mükafat vardır (Hadid57/7) ayetinde de  açıkça gördüğümüz gibi mülkün yegane sahibi Allah'tır. Bizim bu mülk üzerinde sadece tasarrufta bulunma  hakkımız vardır.

Bakara suresinin 3. ayetinde  Allah'a samimiyetle inanan müminlerin özelliklerinden bahsedilirken iman ve namazın ardından infak zikredilmiştir. Onlar ki gaybe iman edip namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. ( Bakara2/3)

Yine Bakara suresi  261-274. Ayetlerde infakın önemi, amacı, hangi mallardan, kimlere ve nasıl verileceği, karşılığında vaad edilen ödüller ayrıntılı şekilde zikredilmiştir. Şöyle ki;

- İnfak gösterişten uzak gönüllülük çerçevesinde Allah'ın rızasını kazanmak için yapılmalı.

- İnfakta bulunan kişi kabul eden kişinin onurunu kırıcı davranışlardan uzak durmalı.

- Yapılan yardımın bir değeri olmalı, kişi kendisi için istediğini, beğendiğini infak etmeli.

- İhtiyaç sahiplerinin tespitinde dikkatli davranılmalı.

- Ayetlerin sevabı genellikle bire on olarak zikredildiği halde Allah yolunda infakın sevabı  bire yediyüz  [Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu bir tanenin durumu gibidir ki ; yedi başak bitirmiş ve her başakta yüz tane var. Allah dilediğine daha da katlar. Allah'ın rahmeti geniştir. O her şeyi  bilir (Bakara2/261) ] olarak zikredilmiştir.

Aynı surenin 3. ve 195. Ayetlerinde geçen "Allah yolunda harcama/infak"  tabiri Allah'a itaat ve ibadet niyeti taşıyan İslam'a ve Müslümanlara yardım ve fayda sağlayan her tür harcamayı ifade etmektedir.

Peygamberimiz "Kişi elinin emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir şey yememiştir"  diyerek; herkesin öncelikle çabalamakla yükümlü olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte dul ve yetimlerin geçimini bizzat üstlenmiştir. Hz. Ömer' de bu uygulamayı resmileştirmiştir.

İnfakın bireysel ve toplumsal faydaları

- Fakirin kıskançlık duygularını köreltir.

- Zenginin şahsiyetini geliştirir.

- Zenginle fakir arasında güven, saygı ve sevgi oluşur. Bu yolla İslam kardeşliği hayata geçer.

-  İnfak eylemi, mümine dağıttığı şeylerin kendi özel malı olmadığını hatırlatarak onun bağış konusundaki bencilliğini kırar. Asıl verenin, asıl sahibin Allah olduğunu hatırlatır.

- İnfak israf ve lüks gibi şeytani eğilimleri azaltır, kalbin katılaşmasını önler, kalbe sevinç, mutluluk ve huzur verir.

 - İnfak inşalarda şefkat ve merhameti artırır, dost kazanmaya sebep olur. İnsanı Allah' tan başkasına ihtiyaç duymama faziletine yükseltir.

 - İnfak malı çoğaltır, malın bereketini artırır.

….Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: 'İhtiyaçtan artakalanı.' Böylece Allah, size ayetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz  ( Bakara2/219)

Sözlükte havc ve bu kökten türeyen ihtiyaç "bir şeye muhtaç olmak, arzu ve rağbetle meyletmek" anlamına gelir. Arapçada isim olarak daha çok kullanılan hacet de " bir şeye ihtiyaç duyma, ihtiyaç duyulan şey" demektir. Fıkıh alimleri ihtiyaç kelimesini genel olarak zarureti kapsayacak bir anlamda kullanmakla birlikte bununla zaruretten aşağı bir derece kastedilir.

Örneğin; insanın acıktığında yemek yemesi zaruret, açlığını giderecek kadar bir şey yemesi ihtiyaçtır.

Peki bizi kuşatan dünya/sistem nasıl?

Kapitalizm yaşadığımız çağın en büyük kuşatıcısıdır. Kapitalizm bireyselleşen, özgür ve modern bireylerden oluşturduğu topluma daha doğrusu bireye sürekli borçlanmayı, hep çalışmayı, tüketmek için üretmeyi pompalamaktadır. Bunu yaparken modayı, medyayı, futbolu vs. kullanmaktadır.

Allah müslümanlar olarak bizleri üretmek, tüketmek, çalışmak için değil; kulluk bilinci içinde fıtratımıza uygun yaşamamız için yaratmıştır. Bu bilinç üzere yaşayabilmek için tüketim alışkanlıklarımızı, boykot ve infak fıkhımızı Müslümanların maslahatına ve islama uygun şekilde oluşturmalıyız.

Öncelikle gereksiz yere tüketmemeli, tüketeceğimiz şeylerin islama uygun ve tedarik edeceğimiz yerlerin islamın düşmanları olmamasına dikkat etmeliyiz. Artırdıklarımızı da islami hareketin gereğine göre harcamayı hayatımıza şiar etmeliyiz.

Hayatımızın merkezine Rabbimizi koyarsak ve İslamcılığı hobi olmaktan çıkartıp yaşam disiplini haline getirirsek üretim ve tüketim problemlerimizin birer birer kalktığına şahit oluruz.

Samimi bir ortamda geçen seminer katılımcıların sorduğu sorulara verilen cevap ve yapılan açılımlarla son buldu."

Önceki ve Sonraki Haberler