İzmir'de "Liberalizm" Konuşuldu

İzmir'de "Liberalizm" Konuşuldu

Özgür-Der İzmir Şubesi'nin düzenlediği alternatif eğitim çalışmalarına Hüseyin Alan'ın konuşmacı olarak katıldığı “Türkiye'de Liberalizm ve Liberal Çevreler” başlıklı çalışmayla devam edildi.

Liberalizmi "Her türlü iktisadi faaliyetin bireylerin serbest girişimine ve bireyler arasındaki serbest sözleşmelere bırakıldığı; tüketim, üretim, bölüşüm ve mübadeleyi ayarlama ve düzenleme işinin serbest piyasalara ve bu piyasalardaki fiyat mekanizmasına terkedildiği ideoloji" şeklinde özetleyen Alan, liberalizmin bireylerin çıkarlarını en iyi gözetebilecekleri sistemmiş gibi gözükse de, konunun 'birey' kavramına yüklenen anlamla doğrudan ilintili olduğunu dile getirdi. "Liberalizmin sloganı "Laissez faire, laissez aller, laissez passer" şeklindedir. "Bırakınız yapsınlar, bırakınız gitsinler, bırakınız geçsinler" anlamındadır. Devletin ekonomi üzerinde olabildiğince az etkisi bulunması gerektiğini, böylece özel sektörün ve piyasa ekonomisinin ticaretin serbest kalmasıyla beraber ekonomik refaha kavuşacağını düşünür" diyen Alan, "Ekonominin Adam Smith'in de dediği gibi bir 'görünmez el' yardımı ile dengesini bulacağını ve etkin olarak işleyeceğini savunur. SSCB yarıştan çekilmek zorunda kalınca, liberalizm dünyada genelgeçer tek sistem haline geldi. Bizim de bu konuda pek farkındalığımız yok. Kapitalizm ile sıkça karıştırılan liberalizm ABD'de solculuk, İngiltere'de ise sağcılık ve muhafazakarlık olarak algılanır. Kıta Avrupası'nda ise hem Hristiyan demokratlar hem de sosyal demokratlar kendilerini liberal olarak tanımlar" şeklinde konuştu.

Alan, sözlerini şöyle sürdürdü: "19. yüz yılda siyasî ideoloji haline gelen liberalizm, muhafazakarlık ve sosyalizm arasında durur. Marksizme ve faşizme şiddetle karşıdır. Siyasî özgürlük, ekonomik teşebbüs özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve sınırsız bir inanç özgürlüğü olması gerektiğini dile getiren klasik liberalizme göre, özgürlükler ancak ve ancak genel kamu yararının gerektirdiği durumlarda kısıtlanabilir. Liberalizm, iktidarın herhangi bir biçimde yoğunlaşmasının bireysel özgürlükleri yokedeceği anlayışına dayanır. Egemen devlet ile egemen insanın nasıl bağdaştırılacağını çözümlemeye çalışırken, bunların sonucu olarak da siyasi iktidarın ekonomik veya siyasal herhangi bir gücün elinde toplanmasının önüne geçecek formüller üretme çabası güder. İngiltere'de 'devletten özgürleşme' olarak algılanan liberalizm, Fransa'da 'devlet aracılığıyla gerçekleşen özgürleşme' olarak görülür. Türkiye'deki mevcut anlayışın Fransız tipine yakın olmasının nedeniyse, son dönem Osmanlı aydınlarının Fransa'ya olan yakınlığıdır."

Liberalizmin insanın kendi bedeninin sahibi olduğunu ve malını istediği yere istediği şekilde sarf edebileceğini savunması dolayısıyla İslam'la asla bağdaşmadığına dikkat çeken Alan, "Olaya bütüncül bakarsak, liberalizmin sömürüye dayandığını, kapitalizmin siyasî olarak buradan beslendiğini ve elit bir grubun dünya kaynaklarını elinde bulundurmasını sağladığını görebiliriz. Adaletin sağlanması dışında hemen her konuyu özelleştirme girişiminin adıdır liberalizm. İnsanlığın kapitalistlerin köleleri haline gelmesinin engelleyen Marksist-sosyalist-komünist blok olmuştur. Ancak kapitalizmde emekçileri patronlar sömürürken, sosyalizmde ise patronların yerini devlet almıştır. Liberalizmin karşısında özellikle ekonomik olarak yeni bir model üretil(e)memesi, onu şu an için tek hakim ideoloji konumuna yükseltmiştir" dedi.

Alan "İslam'ın her alanda hakim olması için çalışan, vahyin şahitliğinin yerine getirilmesi gerektiğinin bilincinde olan ve bunun için çaba gösteren Müslümanlar hariç her kesim bilerek ya da bilmeyerek, isteyerek ya da istemeyerek, farkında olarak ya da olmayarak liberaldir; liberal eğilimler gösterir" şeklinde konuştu.

Yapılan katkılarla ve sorularla program sona erdi.

 

Fazlı İnderin – HaksözHaber / İZMİR

Fotoğraflar: Yakup Takır

Önceki ve Sonraki Haberler