Sosyal Medya Tehdit mi, Tebliğ mi?

Sosyal Medya Tehdit mi, Tebliğ mi?

Özgür-Der İzmir şubesinde düzenlenen programda " Sosyal medya tehdit mi tebliğ mi?" konusu konuşuldu.

Ekrem Çavuş'un sunduğu programda sosyal medyanın tanımı ve özellikleri, tehdit ettiği değerler, sosyal medya bağımlılığı, psikolojik etkileri ve  topluma yönelik etkilerinin değerlendirilmesi konularına yer verildi.

Ekrem Çavuş'un sunumunda öne çıkan vurgular:

Sosyal medya, adından da anlaşılacağı üzere insanların sanal alemde sosyalleşmesini mümkün kılan, bunun için bir zemin görevi üstlenen medya diyebiliriz. Facebook,youtube,instagram vb. örnek olarak verilebilir.

Kısaca özellikleri:

1. Katılım: Sosyal medya, sağlamış olduğu olanaklar sayesinde iletişim kurulan kişilerin geribildirimde bulunmasını ve gerekli katkılar göstermesini kolaylaştırır.

2. Açıklık: İçeriğe erişim ve kullanımda mümkün olduğu kadar engelleri ortadan kaldırır. Kullanımı son derece açık ve kolaylaştırılmıştır.

3. Karşılıklı Konuşma: Geleneksel medya daha çok tek yönlü bir iletişim içermektedir. Klasik kitle iletişim araçlarında geribildirim zordur ve zaman alır. Buna karşılık sosyal medya bireylere, çift yönlü iletişim, rahat ve zamanında geribildirim sunar.

4. Topluluk: Sosyal medya toplulukların ilgili konu veya kişiler üzerinde hızla oluşmasına ve buna bağlı olarak etkin bir şekilde iletişim kurulmasına izin verir.

5. Bağlantısallık:Reklam veya herhangi bir gerekçeden dolayı diğer sitelere, ilgili yazı veya haberin detaylarına, kaynaklara ve kişilere link verme olanağını sunar.

Sosyal medya tehditleri:

Sanal alemde rakipsiz bir şekilde kişiye özel profil oluşturma kişiyi bazı tedirginliklerden uzak tutar. Bu şekilde karşımızda profilini gördüğümüz kişinin özellikleri gerçek olmayıp birçok niteliğe gore farklılık gösterebilir.

Sosyal medyanın ilgili mecrasında kişi sayısının artması ve üye sayısı gittikçe büyüyen grupların olması iletişimin etkili bir şekilde gerçekleştirmesini imkansız hale getirmektedir.

Sağlamış olduğu kolaylıklar sayesinde ilişkilerin çok daha kolay ve hızlı bir şekilde kurulup yine kısa sürede sonlanmasını mümkün kılmaktadır. Zira iletişim kurulan kişiler birer sayı haline dönmektedir.

İlişki kurmayı kolaylaştırmakta ama herhangi bir bedel ödenmeden elde edilen şeyleri de sıradanlaştırmakta, iletişimi ve karşıdakini şeyselleştirmektedir.

Sosyal Medyanın Psikolojik Etkisi:

- Sosyal medya dikizleme ve dedikodu kültürünü artırmakta.

- Daha çok görülme, daha çok duyulma isteği oluşturmakta. "Ne kadar çok kişi takip ediyorsa o kadar iyiyim" duygusu beslenir ve bu da narsisizme yol açar.

- Yüz yüze iletişimi azaltıp yalnızlığı arttırmakta.

- Başkasıyla yüz yüze konuşurken söyleyemeyeceğiniz her şeyi orada rahatlıkla söyleme imkanı oluşturmakta.

Sosyal medyada yayınlanan acı haber ve görüntülere karşı tavır almayışımızın sebebi nedir?Öyle bir durum oluştu ki Amin Malouf  bu durumu: "anlık olarak hislenmek ve kalıcı olarak hiçbir şeyle ilgilenmemek" şeklinde nitelemektedir. Her gün ve de her saat benzer üzücü haber ve görüntülerle karşılaşmamız bir müddet sonra normalmiş gibi hissetmemize neden oluyor.

Sosyal Medya Bağımlılığı:

- Uyandığınıza ilk yaptığınız işin Facebook/twitter hesabınızı kontrol ediyor olmanız

- Facebook başında 1 saatten fazla vakit geçiriyor olmanız

- Aynı evde oturuyor olmanıza rağmen kardeşinizle Facebook duvarı ve mesaj/mail sistemi ile konuşuyor olmanız

- Siz çevrimdışı halde iken bile Facebook/twitter güncellemeleri ve yorumları hakkında düşünmeyi bırakamıyor olmanız

- Güncellemeleri ve arkadaş listenizdekilerin yorumlarını saat başı, iş yerinden veya cep telefonunuzdan oturum açarak kontrol etmeniz

- Facebook'ta siz yokken neler olduğunu öğrenmek için eve erken dönmenin yolunu gözlemeniz

- Facebook duvarınızın o anki durumunuzla ilgili yazılarla, kullandığınız uygulamalarla ve yorumlarla dolu olması

- Facebook olmadan bir gün geçirememeniz; hatta bunun düşüncesinde bile depresyona girmeniz

- Ve son olarak, gününüzü son bir kez Facebook hesabınızı kontrol ederek, Facebook üzerinden herkese "İyi geceler" diyerek bitirmeniz (Hatta gece uykunuzun ortasında kalkıp, durumuzu "İyi geceler" olarak güncellemenize arkadaş listenizden birilerinin yorum yapıp yapmadığını görmek için uyanmanız.)

- Alarm saatini gece yarısından sonra bir vakte ayarlayıp uyanmak, o saatte kalkıp facebook hesabınızdaki uygulamaları, oyunları takip etmek.

Sosyal medya etkilerinin değerlendirilmesi:

Her meseleyi iki kutba ayırarak tartışma ve böyle bir alışkanlığın olması, sağlıklı bir tartışma, uzlaşma ve ayrışma zeminini ortadan kaldırıyor. Çünkü görüş alışverişinde bulunmak ya da bir meseleyi açıklamak üzere değil, taraftarlığını pekiştirmek, karşı tarafı mat etmek üzere hummalı bir faaliyetin içine giriliyor.

Bu sebeple mesela sosyal medyadan bahsetmek istesek, ya hepten benimseme ve savunma hali hâkim oluyor ya da "nerede o eski günler, her şey mahvoldu" nostaljisini aşamayan şikâyetler.

Oysa bu tarz konularla ilgili tutumumuz, mutlak savunucu veya mutlak reddedici olmak üzere iki marjinal görüş temsilcisi olmak yerine, itidal üzere meseleyi anlamak için objektif, bize ait olan hassasiyetlerimiz bakımından da subjektif ve iki yaklaşım biçimi arasında adil olacak şekilde meseleyi incelemek olmalıdır.

Sosyal medya, görme ve görülme olayı:

Sosyal medya nesli kendine bakılmasından hiç rahatsızlık duymuyor. Kişisel bilgileri hakkında bir kıskançlığa sahip değil. Mahremiyet tanımı değişti, kendini sergilemek normal oldu. İnsanlar başkalarının hayatlarını gözetlemeyi seviyor, kendini savunmayı seviyor, popüler olmayı seviyor. İşte bu güdülere sosyal medya cevap veriyor.

Ama müslümanların terbiyesinde az konuşmak yok mu? Kuran ayetleri, konuştuklarımızdan hesaba çekileceğimizi bildirmiyor mu?Ayıpları örtmek bize öğütlenmemiş mi? Kendini övmek büyük bir ahlaki zaaf değil mi?Görünmek, göstermek, riya ve gösterişin ilk aşaması değil mi?

Ayetlere kulak verelim:

O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan inşa ettiği (yarattığı) ve siz daha annelerinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Öyleyse kendinizi temize çıkarıp-durmayın. O, sakınanı daha iyi bilendir. Necm-32

Bilmediğin şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalp var ya, bunların hepsi konusunda sorguya çekileceksiniz. Yeryüzünde şımarıklık taslayarak yürüme. Çünkü sen ne yeri delebilirsin, ve ne de boyca dağlara erebilirsin. İsra-36-37

Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin. Belki alay ettikleri kimseler, kendilerinden iyidirler. Kadınlarda başka kadınlarla alay etmesin. Belki onlar kendilerinden iyidirler. Birbirinizde kusur aramayın; birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İnandıktan sonra fasık (yoldan çıkmış) olmak ne kötü bir addır. Kim tevbe etmezse, İşte onlar, zalimlerdir.Ey inananlar! Zandan çok sakının. Zira zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerinizi araştırmayın; biriniz diğerinizin arkasından çekiştirmesin. Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte bundan iğrendiniz. O halde Allah'tan korkun, şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir. Hücurat-11-12

Program, müzakereler ve soru-cevap faslının ardından sona erdi.

Haber: Ali Sağıroğlu

Önceki ve Sonraki Haberler