Kocaeli Özgür-Der’de “Kemalizm’in İç Yüzü” Kitap Kritiği

Kocaeli Özgür-Der’de “Kemalizm’in İç Yüzü” Kitap Kritiği

Özgür-Der Kocaeli Temsilciliğince düzenlenen bir seminerde, Manavoğlu Nevres Bey’in uzun yıllar yasaklı olan “Kemalizm’in İç Yüzü” kitabı kritik edildi.

Özgür-Der Kocaeli Temsilciliğince düzenlenen bir seminerde,  Manavoğlu Nevres Bey'in uzun yıllar yasaklı olan "Kemalizm'in İç Yüzü" kitabı kritik edildi.

10 Mayıs günü Sivil Toplum Merkezinde düzenlenen seminere Özgür-Der Kocaeli Temsilciliği yetkililerinden Halil İncekara konuşmacı olarak katıldı. Dinleyicilerin de interaktif katkı ve katılımlarıyla forum havasında gerçekleşen programda Manavoğlu Nevres Bey'in 1923 yılında yayınlanan ve ilk yazılı Kemalizm eleştirisi niteliği taşımakla birlikte uzun yıllar boyunca Türkiye'de yasaklı olan "Anadolu" isimli kitabı ekseninde Kemalizm değerlendirmesi yapıldı.

Sunumunda Halil İncekara genel bir giriş yaptıktan sonra, tarih perspektifimiz ve tarihi bakışımızın nasıl olması gerektiğine dair kısaca düşüncelerini dile getirdi. Kemalizm'e dair bilgiler sunulduktan sonra eserin yazarı ve eser hakkında değerlendirmelerde bulunuldu. Derin Tarih dergisi tarafından "Kemalizm'in İç Yüzü" ismiyle yayımlanan eserin asıl adının "Anadolu" başlıklı bir risale olduğunu belirten İncekara, Nevres Bey'in 2 yıl sonra 1925 tarihli "Kamçı" isimli kitabının hacim olarak daha geniş bir Kemalizm eleştirisi taşıdığını belirterek Derin Tarih dergisinin bu kitabı da yayına hazırladığını kaydetti. Kemalist ideolojinin bir sistem halinde daha somut işleyişe geçtiği sonraki yıllara nazaran Kemalizm kavramsallaştırmasını ilk yapan ve onu eleştirel bir formda yazılı zeminde ilk tanımlayan kişinin muhtemelen Nevres Bey olabileceğini ifade etti. Daha sonraki yıllarda her ne kadar kayda değer Kemalizm konulu eleştirel yapıtlar olsa da Nevres Bey'in eserinin tam da bu nedenle tarihî bir değere sahip olduğunu vurguladı.

Daha sonra Nevres Bey'in Kemalizm'i teorik veya kuramsal düzlemde değil somut vakıalar üzerinden tanımlayıp eleştirdiğini belirten İncekara, onun bu bağlamdaki tespit ve öngörülerinin Ebedi Şef ve Milli Şef dönemlerinde ortaya konulan icraatlara bire bir uyduğunu ve tüm bu yaşananların Nevres Bey'in tespitlerini doğruladığını söyledi.  Bu bağlamda kitaptan çeşitli iktibasları dinleyenlerle paylaşan İncekara'nın şu alıntısı dikkat çekici bulundu:

"Vakıa, Kemalizm namında bir kanaat yok ve Kemalistler bir sürü-kalabalık olmaktan başka şey değildirler. Fakat biz, ruhi sahada Türkiye'de bir cereyan görmekteyiz ki, bugün için onun adını Kemalizm koymaktan başka çare yoktur."

"Kemalizm'e dair farklı açılardan değerlendirmeler yapılabilir. Fakat en önemle üzerinde durulması gerektiğini düşündüğüm değerlendirme konusu Kemalizm'in tağuti bir ideoloji olmasıdır. Bu mesele itikadi bir meseledir. Çünkü Rabbimiz kitabının birçok yerinde bizden tağutu reddetmemizi istemektedir." diyen İncekara, Kemalizm'in sağına da soluna da karşı olunması gerektiğini hatırlatarak Nevres Bey'in eleştirilerinde de bu bütünlüğün dikkat çekici olduğunu kaydetti.

Mısır'a kaçtığı yıllarda Nevres Bey'in eserini burada aslında kafasındaki bir dergi projesinin taslağı olarak hazırladığını belirten İncekara, ne var ki eserin Türkiye'ye girişinin Mustafa Kemal ve İcra Vekilleri Heyeti reisi Hüseyin Rauf imzalarını taşıyan 22 Temmuz 1923 tarihli Bakanlar Kurulu kararnamesiyle yasaklandığını ve muhtemelen bu nedenden dolayı dergi projesinin gerçekleşmediğini kaydetti. İncekara, Nevres Bey'in yine de iki yıl sonra 1925 tarihinde kaleme aldığı "Kamçı" isimli kitabı vesilesiyle daha bütüncül ve kapsamlı bir Kemalizm değerlendirmesi yaptığını belirtti.

Daha sonra kitap/risaledeki başlıklar üzerinden sunumuna devam eden İncekara özetle şunları kaydetti:

"Günün hadiseleri- Fesh mi, infisah mı, tefessüh mü?" başlığı altında Ali Şükrü Bey'in Topal Osman tarafından katledilmesi ve bu bahaneyle Meclis'in dağıtılması olayına yer verilmektedir. Bu başlık altında söylenenler çok önemlidir zira Ali Şükrü Bey'in öldürülmesi bir milattır. Bu olaydan sonra meclis feshedilmiş tek adam diktatörlüğü başlamıştır. Cumhuriyet tarihinin ilk darbesi 1960 darbesi değil, Ali Şükrü Bey'in öldürülmesinden sonra gerçekleşen 1. Meclisin feshi olayıdır.

"Ruhiyat: Kemalizm-Komünizm" başlıklı bölümde ise Kemalizm'le komünizmin ilişki ve benzerliklerine yer ayrılmıştır. Nevres Bey bu başlık altında şunları ifade ediyor: "Kemalizm demek silahsız halkın üzerinde silah zoruyla hükmetmek, kanunların üstünde yaşamak, zahmetsiz ve seri bir şekilde zenginleşmek için her vesileden bilistifade buhranlar, dağdağalar çıkarmak demektir. Enver'i, Talat'ı, Cemal'i yetiştiren zihniyet ve emel ne ise, Mustafa Kemal'i meydana çıkaran gaye de odur."

Kitaptaki daha başka başlıklar altında yazılanları özetledikten sonra İncekara sözlerini şu vurgularla tamamladı:

"O gün Kemalist ideolojinin yaptıklarını bugün Baas ideolojisi Suriye'de gerçekleştirmektedir. Kemalizm'i daha iyi anlamak, bizzat görmek isteyenler Halep'e, Yermük'e bakabilirler.

Ayrıca Mustafa Kemal'in pragmatist, takiyyeci ve tasfiyeci kişiliğinin bugün 'Paralel Yapı' diye anılan Makyavelist oluşumla benzerliği de dikkat çekicidir. Bu yapıyı Post-Kemalist bir oluşum olarak nitelendirmek abartılı olmasa gerek."

Önceki ve Sonraki Haberler