K.Çekmece'de Suriye İntifadası Tartışıldı

Küçükçekmece Özgür-Der aylık konferansları devam ediyor.

“Suriye İntifadası” başlıklı konferans, Gerçek Hayat dergisi ve Milat gazetesi yazarı Adem Özköse’nin sunumuyla gerçekleşti.

Suriye konusunda herkes bir hesaba çekiliyor. Herkes bu süreci değerlendirmede bir sınav veriyor. Suriye’deki muhalefete karşı bir komplocu yaklaşım var. Tunus’ta da devrim sonuçlanmadan önce aynı yaklaşım vardı. Mısır’da da ve Libya’da da aynı yaklaşım söz konusudur. Fakat görüldüğü üzere Tunus’ta seçimi İslamcılar kazandı. Mısır’da da durum onu gösteriyor. Bu devrilen rejimlerin tek bir alternatifi var o da İslam’dır. Bu olaylar “Arap Baharı” diye adlandırılmakta fakat ben bu tabiri doğru bulmuyorum. Bu hareketler bir Arap Uyanışı’dır. Bu toprakların kaynağı İslamdır. İsrail, Suriye’deki rejimin devrilmesini kendisi için tehlike olarak görüyor.

İran’ın Suriye politikalarını yanlış buluyorum. İran’ın tercih etmiş olduğu bu politika ise İran’ı ümmetten uzaklaştırmaktadır. İran bu yanlıştan dönmek zorundadır.Yine Filistin konusu gündeme gelmektedir. Filistin’deki mücadele Esed rejiminin bekasına bağlıymış sanki bu şekilde Filistin’e özgürlük gelecekmiş gibi yanlış bir algı var. Kendisi özgür olmayan bir halk nasıl Filistin’e özgürlük getirir. Filistinli gençlerle de konuşuyorum. Kendileri bu durumu şöyle izah ediyorlar. “Filistinin özgürleşmesi Suriye’deki ölen insanların kanı ile olacaksa biz böyle bir özgürlük istemiyoruz.” diyerek Suriye devriminden yana tavır koyuyorlar.

Suriye’deki olaylar Dera’daki çocukların duvarlara Es şaab yurid iskat el nizam “Bu düzen değişecek.” diye yazan çocukların işkence görmesi ve buna karşı halkın tepki göstermesiyle başladı. Tunus’taki kıvılcımda aynı şekilde bir kişinin kendini ateşe vermesiyle başlamıştır. Buda bize gösteriyorki olaylar spontene gelişmiştir. Suriye’de korkutulmuş, sindirilmiş bir halk var. O derecedeki bu durum fıkralara konu olmuştur. Bu fıkrayı yediden yetmişe bütün Suriye halkı biliyor. Adamın biri ölüyor. Diğer tarafta sorgu melekleri soruyor: Rabbin kim? Adam: “Hafız Esad.” Melekler bu kez Peygamberin kim diye soruyor. “Beşer Esad.” Melekler bu kez: “Dinin nedir?” diye soruyor: Adam: “Baas” diyor. Bunun üzerine fıkraya bu Allah yanına çağrıyor.Bu sefer Allah aynı soruları soruyor.Allah: “Rabbin kim ?” diyor. Adam: “Allah”diyor. Allah: “Peygamberin kim ?”diyor. Adam: “Muhammed” diyor. Allah: “Dinin nedir?” diyor. Adam: “İslam” diyor. Allah: “Peki o zaman neden meleklere öyle söyledin?” Adam: “Ben onları Esad’ın muhbirleri sanmıştım. Ondan öyle konuştum.” diyor.

Suriye’deki devrim, uyanış şehit kanları üzerine kurulmuştur. Suriye’de şehit verildikçe mücadele daha güçlü, daha diri devrime sarılıyor. Devrim daha fazla sokaklara hakim oluyor. Bu sokağın gücüdür. Yıllardır bastırılan halkın artık korkularını yendiğini gösteriyor. Suriye halkı bölge halkı içinde en anti siyonist halktır.

Esad’ın söylediği gibi: “Bu ülkedeki savaş Arap ulusalcıları ile Müslümanlar arasındadır. “ demiştir. Ayrıca 2003 yılında Esad ile Obama arasındaki görüşmelerinde şu cümleyi sarf etmiştir: “Siz Müslümanlar ile savaşı bana bırakın. Biz Müslümanların belini kırdık. Hala bellerini doğrultamadılar.” diyen bir Esad rejmini nasıl savunabilirler ?

Suriye muhalefetinin Nato müdahalesine olumlu bakması aslında Müslümanların bir sorunu, Müslümanların bir ayıbıdır. Çünkü Suriye muhalefeti Müslümanlar tarafından bir yalnızlığa sevkedilmiştir. Suriye devrimi öksüz bırakılmıştır. Bu yüzden Suriye Muhalefeti batıya yaklaşmasını, batıcı olarak görmek kolaycılıktır. Bu durumun olmasına sebep veren biz Müslümanlarız. Biz Müslümanlar olarak Nato’ya bir alternatif sunabildik mi ? İran gibi bir güç muhalefetin yanında olabileceğine bir zalimin yanında olmayı seçmiştir. Bu durumda suç kimdedir ? Bir Müslüman kardeşine karşı zalimin yanında duranlar da mıdır yoksa Nato’dan yardım istemek zorunda bırakılan muhalefet midir ? Vakayı iyi tanımak ve tanımlamak gerekir ?

Ortadoğu’daki Müslümanlar bir model olarak AK Parti modelini örnek alıyorlar. Fakat bu model geçici bir süre sonra bundan 5-10 sene sonra Müslümanların daha iyi bir model ortaya koyacaklardır. İnşallah bu sürecin sonunda Özgür FiLİSTİN’e hep birlikte yürüyeceğiz. Konuşma izleyicilerden gelen sorularla son buldu.

Haber: Kürşat OKUR

 

Etkinlikler Haberleri

“Nureddin Zengi ve Kudüs”
"Uluslararası Büyük Oyunun Yeni Sahnesi Suriye"
“İslami Kimlik ve Gündem”
"28 Şubat'tan 15 Temmuz'a Darbelerin Anatomisi"
Küçükçekmece'de “İslami Şahsiyetin İnşası” Semineri