"Sendikal Mücadelenin Tarihi"

"Sendikal Mücadelenin Tarihi"

Siverek Özgür-Der temsilciliğindeki seminerler Mustafa KARAEL'in sunduğu "Sendikal Mücadele Tarihi Ve Sosyal Yaşamdaki Yeri" adlı seminerle devam etti.

Konuşmasının başında işgalci Siyonistlerin katlettiği Filistinlilere dua ile başlayan KARAEL Filistin'deki İslami direniş inşallah bizler için de bir uyanışa ve dünya Müslümanları ile dayanışmaya vesile olur temennisinde bulundu.

Sendikal mücadelenin kapitalizm ve sosyalizm kavramlar ile ilişkili olduğunu belirten KARAEL 'Sendikanın işçi ve işveren ilişkisinden ortaya çıkan bir kavram olduğunu ifade etti.

Sendika kavramının tarihi batı kaynaklı olup oradan dünyaya yayılmıştır.

Sendikal mücadele 17.yy sonlarında 18.yy başlarında sanayi devriminin gelişmesi ve üretim biriminin değişmesiyle başlar.

18.yy a kadar üretim usta çırak ilişkisine dayanıp paradan para kazanma temeline dayanmamaktadır. Sanayi devrimi bu ilişkiyi patron işçi ilişkisine dönüştürdü ve daha çok kazanma felsefesi oluşturdu ve 19.yy da hızlı gelişen bir kapitalistleşme sürecini meydana getirdi. Daha çok kazanmak için işçileri 16 saat çalıştıran patronlar gerek İş kazaları gerekse de aşırı çalışmadan kaynaklanan mağduriyetleri gidermemeleri üzerine işçilerinde kendi aralarında dernek, yardım kurumu gibi kurumlar oluşturmalarını sağladı. Bu felsefe üzerine kurulan sendikal mücadele tarihi üzerine uzun değiniler de bulundu.

Osmanlı da 1871 tarihinde ilk defa Amele Perver Cemiyeti kurulmuş olup işçilerin bu cemiyet altında örgütlendiği görülür. Ama bu cemiyet te II. Meşrutiyetin ilan ile ortadan kaldırılmıştır.

Türkiye de 1930 yıllarına kadar sendika kurma önünde engel olmamasına rağmen sendika kurulmamıştır.

İlk defa 1952 TÜRK İŞ ile başlayan sendikalaşma1962 DİSK1976 HAKİŞ 1979 MİSK kurulmasıyla devam etti.

Sendikanın sosyal yaşamdaki yerine değinen KARAEL sendikaların resmi ideolojiden kopuk ve aleyhinde çok fazla duruş sergileyemediğini zamanla kuruluş amacının dışına çıkan örnekler sergilemiştir.

Muhafazakâr sendikalar daha çok sistemin gazabına uğramamak için ya sistemin hoşuna giden kavramlar kullanmış ya da kendi kavramlarını kullanmaktan çekinmişlerdir.

Sendikaların kendine has bağımsız bir dil geliştirmediğine değinen KARAEL bütün bu olumsuzluklara rağmen sendikanın hem iş güvencesi hem de sosyal muhalefet ve şahitlik göstermek için birer aracı olarak kullanıldığını ve kullanılabileceğini ifade etti.

Son kısımda dinleyicilerin sorularını cevaplayıp dua ve temennilerle seminerine son verdi.

Haber: Murat Başaran

Önceki ve Sonraki Haberler