Siverek'te "Tağut" Kavramı İşlendi!

Siverek'te "Tağut" Kavramı İşlendi!

Siverek Özgür-Der'de alternatif eğitim Seminerleri Osman İZOL'un sunduğu "Tağut ve Tuğyan'ın Çağdaş Boyutu" konulu seminerle devam etti.

Sunumuna dua ile başlayan İzol tağut ve tuğyan kavramlarını açıklayarak seminere devam etti.

"Kainat Allah'ın belirlemiş olduğu bir düzen üzere kurulmuştur. Bu düzenin işleyişine kuranda Allah sünnetullah demektedir. yani Allah'ın değişmez talimatı ya da yasaları. Bu anlamda kainat içerisindeki var olan her şey yine belirlenmiş bir takım dengelere bağlı olarak işlevini görmektedir. Bu denge biçimi güneş ay dünya yıldızlar ve diğer gezegenler için belirlenmiş bir düzen üzere işlerken dünyamız içerisindekiler için ise farklı bir şekilde işlemektedir.

Birinci anlamdaki durum Allahın belirlemiş olduğu zamana kadar var olduğu şekliyle işlevini görecekken ikinci şıktaki durum ise insanoğlunun yapıp ettiklerine bağlı olarak şekillenebileceği kuranda açıklanmaktadır.

Kuranda Allah c c şöyle buyuruyor.

Hani rabbin meleklere ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Melekler yarabbi sen yer yüzünde kaos çıkaracak kanlar dökecek birini mi yaratacaksın Allah ben sizin bilmediklerinizi bilirim dedi  ( bakara 30 )"

Çağdaş anlamda tağut ve tuğyan kavramlarının günümüzde de çeşitli şekillerde karşımıza çıktığının altını çizen İzol çağdaş ideolojilerin de bu anlamda haddi aşıp tağuta ve tuğyana bulaşabileceklerini belirtti.

Tağut bir semboldür küfrün zulmün şerrin haksızlığın adaletsizliğin putçuluğun azgınlığın ve daha akla gelebilecek bütün kötülüklerin sembolü. Bu sembol kendisini çok büyük görüp ilahlık taslayan nemrut ve firavun gibileri ve o zihniyeti taşıyan her kestir. Her çağın firavunları var olagelmişlerdir antik çağdaki firavun ile çağımız firavunları arasında isim ve zaman değişikliğinden başka hiçbir fark yoktur. hatta çağımızın haddini aşmışları geçmiş firavun ve benzerlerini bir çok konuda geride bırakmışlardır.

İbni kayyum der ki tağut kulun haddini aşarak ibadet ettiği tabi olduğu itaat ettiği her şeydir. Her kavmin tağutu Allah ve rasulünü bırakarak muhakeme olmak istedikleri Allah'tan başkasına ibadet ettikleri Allah'tan bir delil olmaksızın izinden gittikleri Allah'a itaat etmeleri gereken yerde itaat ettikleri şeydir bunlar dünyanın tağutlarıdır onları ve onlarla birlikte insanların durumunu düşündüğün zaman çoğunun Allah'a ibadetten uzak tağut ve izleyicilerine ibadet etmekte olduklarını peygambere itaatten uzak tağutlara itaat ettiklerini görürsün.

Aşırı tüketim de tüğyani bir anlayıştır bununla ilgili Allah şöyle buyuruyor. Size rızık olarak verdiklerimizden yiyin bu konuda aşırıya kaçmayın.

Bir araştırmaya göre dünyadaki kadınların sadece bir günlük kozmetik ihtiyaçlarına harcanan para afrikadaki insanların 365 gününü karınlarını tok geçirmeye yetecek derecededir.

Aşırı tüketimin getirmiş olduğu neticeleri öğrenmek isteyenlere şehirlerin dışına yığılan çöp dağlarına bakmalarını tavsiye ediyorum. Ama modern çağ buna da bir çare buldu, artık çöpleri enerjiye çeviriyorlar. Sizce bunların aç insanlar için güvene çevrilmesi gerekmez miydi?

Bakara suresinin 256 ncı ayetinde Allah cc şöyle buyuruyor.

Kim tağutu inkar eder ve Allah'a inanırsa o kopması mümkün olmaya sapa sağlam bir kulpa yapışmış olur."

Tarihte de haddi aşan kavimlere karşı doğanın da haddi aşarak karşılık verdiğini belirten İzol şöyle devam etti:

"Tarihte geçmiş kavimlerin başına gelenler sonrakiler için ibret niteliğini taşımaktadır. Zulmedip Allaha isyan eden ve peygamberlerin çağrılarına kulak vermeyen kavimlerin durumunu ifade eden şu okuyacağımız ayetler bir ibret niteliğindedir. Fecr suresinin 6 ila 13 ncü ayetlerinde Allah şöyle buyuruyor.

Rabbinin ad kavmine yaptığını görmedin mi yüksek sutunlar sahibi ireme ki şehirler arasında onun bir benzeri yaratılmış değildi ve vadilerde kayaları oyup biçen semuda ve kazıklar sahibi firavuna ki onlar şehirlerde azmışlardı böylece oralarda fesadı yaygınlaştırmışlardı. Bundan dolayı rabbin  onların üzerine bir azap kamçısı çarpıverdi .

Evet tarihin değişmez prensibi yani sünnetullahın gereği azgınlaşan haddini aşan fesad çıkaran her kavim Allahın azap kamçısıyla dizginlenmiştir.

Nuh'un kavmi tüğyan ettiğinden dolayı helak oldu Allah bir tufan ile onları cezalandırdı hem bu tufan olayı tüğyan kelimesinden geliyor yani Nuh'un kavminin başına gelen tufan sınırlarını taşan su anlamında kullanılıyor. Yani bir anlamda işlenen amele göre tabiat da şekilleniyor.

 Semud kavminin peygamberlerine karşı tutunmuş oldukları tavırlarından dolayı Allah onları da cezalandırdı semud kavmi ilahi tehditlere aldırmadı ve tüğyan edip azgınlaştı bundan dolayı da azgınlaşan bir tabiat olayı ile helak oldular.

Ad kavmi de sadece dünyada yaşayacaklarını sanarak aşırılığa gittiler Allaha ve elçisine karşı gelip iman edenlere ayak takımı dediler ve onlara zulmettiler.bu zulümlerinden dolayı da Allah onları cezalandırdı ve onların başına da haddi aştıkları için haddini aşan dehşetli tabiat olayını getirdi.

İsrail oğlularına edilen zulümden dolayı Allah firavun ve ordusunu suda boğdu

Aynı zamanda kabeyi yıkmak için filleriyle askerleriyle yola çıkan ebrehe ve ordusu küçücük ebabil kuşlarının ufacık taşlarıyla helak oldular."

Nisa suresinin 76 ncı ayetiyle bitiren İzol son olarak şunları söyledi...

"İman edenler Allah yolunda savaşırlar kafirler de tağut yolunda savaşırlar şeytanın dostlarına karşı savaşın muhakkak ki şeytanın gücü zayıftır."

Tevhid ve şirk anlayışı tarih boyunca sürekli birbirlerine karşı savaş halindeler.

Bir tarafta tağutların gölgesinden medet uman hakkı örtenler diğer taraftan rahmanın merhametini uman inananlar.

Bu taraflar arasındaki savaş sürekli olacaktır.

Allaha ve peygamberine gönül vermiş bütün Müslümanlar, tağuta karşı mücadele vermelidirler "

 

Haksözhaber/Murat BAŞARAN

Önceki ve Sonraki Haberler