“Kaybedilen hassasiyetler ve Müslüman şahsiyet”

“Kaybedilen hassasiyetler ve Müslüman şahsiyet”

Tatvan Özgür-Der'in bu haftaki seminer konusu “Kaybedilen hassasiyetler ve Müslüman şahsiyet” idi. Semineri Dr. Murat Koç sundu.

Murat Koç, özetle şu konulara değindi:

Tarih içerisinde büyük kırılmalara sebep olan önemli isimlerin hep tarih içinde yitirilen hasletleri dirilterek işe başladığını belirterek, “Biz de bir şeyleri yitirdik ki sorunlar yaşıyoruz. Bunlar yeterince üzerinde düşünmediğimiz ya da hayatlarımızı yeterince kuşatmayan şeyler. Müslümanlar olarak ne yitirdik diye soruyoruz. Allah’ın kitabı ve mesajı ortada, bunlar kaybolmuş değil. Kaybolan bizim pratiğimiz, davasının yerine başka şeyler koyan Müslümanlar topluluğudur.” dedi. Dünya değil ahireti kazanmak üzere gönderilen bir mesajın yerinin başka şeylerle doldurulduğunu, Kur’an’ın emir ve yasaklarının başka şeylerle değiştirildiğini söyledi.

“Birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmek dediğimiz şey tekrardır, Kur’an bir tekrarlar bütünüdür. Bunu sürekli duyabiliriz, ama duymaktan öte başka bir şeyle sorumluyuz. Yeni bir şeyle karşılaşmayacağız, peygamberler de başka şeylerle karşılaşmadı. Hep aynı şeylerle mücadele edildi.” diyerek Kur’an’dan ayetlerle Müslüman kimliğin özelliklerine dikkati çekti.

Müminlerin Allah’ın adıyla kalplerinin ürperdiğini, cahili tipolojiden farklı olduğunu, başlarına gelen musibetlere karşı Allah’a sığındığını, yalnızca Allah’a güvenip O’na kalpten bağlandığını, sürekli gözetildiği bilincinde olduğunu ve başka Müminlere karşı merhametli olduğunu söyleyen Koç maalesef bugün Müslümanlara husumet besleyenlere meyledildiğini ifade etti.

Müslümanların imanlarını takva ile güçlendirmesi gerektiğinin altını çizen Koç, “İman azalan ve artan bir şeydir. İmanı artıran şey takvadır. Ancak muttakilerin imanı artar. Takvadan uzaklaşanın imanı azalır. Müminin en önemli özelliği takvasıdır.” ifadelerini kullandı.

Koç, zaman kasti veya kasıtsız girilen günahlarda ısrar etmemenin önemli bir haslet olduğunu söyleyerek, Allah’ın tevbeye davet ettiğini fakat Müslümanların günahlarına karşı umursamaz hale geldiğini kaydetti.“Emrolunduğu gibi dosdoğru olması gereken Müminler birbirine güvenmiyor. Paramız, evimizi, arabamızı hatta iffetimizi koruma gayreti gösteriyoruz. Müminler olarak biz Allah’ın dininin yücelmesine yardım etmek için cihat, şahitlik, davet ve tebliğde geride kaldık. Gözümüzün önünde insanlar ateşe doğru giderken biz buna ciddi anlamda kayıtsız kaldık, ‘Ne halleri varsa görsünler’ diyoruz pratiğimizde.” diye konuşan Koç Müslümanların sıkıntılara sabretmediğini söyledi.

Cennete gidebilme gibi bir imkâna sahip olan Müslümanların birtakım mazeretler üretip bazı fırsatları kovaladığını ifade eden Koç, ufak tefek şeylerin maliyet gibi görüldüğünü “Müslümanların ‘İslami mücadele bitti’ gibi söylemleri kendisine mazeret ediniyor. Oysa bunun misliyle ihanetlerle karşılaştı İslam toplumları. Mücadelenin bittiğini düşünen kişi kendi hikayesini noktalayıp başkasının hikayesinde figüran olmuştur.” dedi. Vahyin referans olmadığı sürece Müslümanların Rablerine verdikleri söze sadık kalamayacağını beyan eden Koç, Rabbine karşı sorumluluğunu bilmeyen insanların, Rabbini önemsemeyenlerin toplumu da önemseyemeyeceğini, bu tür insanların yaptığı iyilik adı altında biriken unsurların yağmur önünde kapılıp giden çer çöp gibi olduğunu vurguladı.

Koç konuşmasını şöyle bitirdi: “Bizim Müslümanlar ilişkilerimizde temel prensip hayırda yarışmak olmalıdır. Bu mücadeleyi kardeşlerimizle birlikte nasıl daha çok hayra dönüştürebiliriz bunu konuşmalıyız. Kendi ihtiyacımız olsa da kardeşlerimizi öncelemeliyiz. Müslüman kardeşlerimizle iletişimimize dikkat etmeliyiz. Gücümüz yettiğince sorumluluk almalıyız. Rekabetimiz hayırda yarışmak olmalı.

Seminer dinleyicilerin soru ve katkılarıyla sona erdi.

img-20220603-202801.jpg

img-20220603-202732.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler