Saat 14.30’da başlayan Program, Zeynep Bozan’ın okuduğu Kuran’ı Kerim tilaveti ile başladı. Araştırmacı yazar Sabiha Ateş Alpat, ‘Peygamber Örnekliğinde Kur’an-ı Anlamak’ konulu bir konuşma yaptı. Özgür-Der Çocuk Kulübü öğrencilerinin yabancı yazar ve düşünürlerin Hz Muhammed (as) hakkında söyledikleri sözleri okudular. Ayrıca Çocuk Kulübü Üyesi Zekeriya Aslan bir dua okudu. Gençlik Kulübü üyelerince ‘Habeşistan’a yolculuk’ adlı tiyatro gösterimi ilgi ile izlendi. Emel Özel’in Peygamber Gelse, ve Özgür-der üyesi Sümeyye Sönmezler’in Resule Mektup adlı yazıyı okumalarının ardından, Gençlik Kulübü üyeleri ‘Gula İslam, Güller Şahı, Seni Anlatamam, Ya Muhammed’ adlı ilahiler okudular. Program Esma Kınay’ın Veda Hutbesini okumasıyla sona erdi.

Sabiha ATEŞ ALPAT Konuşmasında kısaca şunlara değindi; Herşeyin yaratıcısı olan Allah (cc) yaratılış gayesini zariyat suresi 56. Ayette bildirerek şöyle buyurmuştur. Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. “ Kulluk için yaratılan insanın kulluğunun hükümlerini kitapta bildirmiş örnekliği içinde peygamberleri başöğretmen olarak atamıştır.

Kitap okunmak içindir

Okunması, anlaşılmak içindir

Anlaşılması yaşanılması içindir…

Gündemimizi Onunla doldurmak için okumalıyız.Kur’an gündem belirlemek için okunur. Onu takip etmek için okuyacağız. Bize hangi sorumlulukların yüklendiğini ,gündemimizi sahte kurbanlara vermemek için okuyacağız. Kulluğumuzun nasıllığına cevap bulabilmek için peygamber gönderilmiştir.

Kur’ansız peygamber, peygambersiz Kur’an bize asla fayda vermeyecektir.Biz Kur’anın misyonunu yüklenmiyorsak eğer O yaşadığı halde ölmüştür.Davası koyduğu yerden sürdürülüyorsa O peygamber Ölü sayılmaz.Peygamberi asrımızda iki türlü sahiplenme var

1-Ucuz sahiplenme.. Kolaycılıkla hiçbir bedel ödemeden, kuru sevgi gösterileriyle işi kotarırlar.

2-Gerçek sahiplenenler. Gerçek sahiplenme de zahmet vardır, bedel vardır, zora talip olma vardır. Gerçek sahiplenme de davayı onun bıraktığı yerden sürdürme vardır. Kur-an ı onunla anlamak, kur anı onunla hayata taşımakla olur.

Bizler bu çağın Esma’larıyız. Peygamberi ucuz sahiplenmekten Allah’a sığınmalıyız. Bedeli ne olursa olsun her sevgi mutlaka bir ispat ister.

Kur’an okunurken aslolan sevap kazanmak değildir. Kur’an insana bir misyon, dava sunar. Kur’an insana bir hedef koyar. O hedef cennetle noktalanan Allah’ın rızası hedefidir. Eğer biz okuduğumuz Kur’an-ı anlamazsak, peygamberi anlayamazsak hayatımıza nasıl model çıkaracağız? Hud 1_2

Kur’an-ı anlamanın en önemli unsuru sünnettir. Yani Hz. Muhammed’in örnekliğidir. Al- İmran 31

Kur’anı Kerim’i yaşamak için anlayacağız. Bu kitap inananlar için Allah’tan hakkıyla korkanlar için bir klavuzdur. Peygamber de indirilen vahye uymakla yükümlüdür. Bizler bu zamanda Hz. Muhammed’in ve vahyin canlı örnekleriyiz. Kuran’ı Kerim hakkın, batılın, tevhidin ne olduğunu söyler. Bizler de hak ve batılı ayırmalıyız.

Müşrikler “sen hakkın şahidi olacağım deyip başka bir şey olmayacağım diyorsun, gel seni padişah, cumhurbaşkanı, kral yapalım’’ deyince peygamberimiz: Bir elime güneşi diğer elime ayı verseniz ben davamdan vazgeçmem. İşte Kur’an’ın bize yüklediği dava budur. Furkan’ın özelliği hak ile batılı ayırmaktır.

Allah Resulullah’ın bize her konuda örnek olduğunu vurguluyor. Allah Resulu ne istemişse, onu çocuklarımız için uygulamalıyız. Resulullah (sav) evlerimizi daru’l erkamlara çevirmemiz gerektiğini bize beyan ediyor. Ahlakımızı Hz Muhammed’den almamız gerekiyor. Hz Muhammed’in ahlakı Kur’an idi. Bizim her halimiz ayetlerle cevap bulmalıdır. Resulullah yürüyen bir Kur’an’dı. Biz bu zamanın sahabeleriyiz. Bunun için ona yakışır bir şekilde davranmamız gerekiyor. Farklılık ancak takvadadır. Ne arap, ne kürt, ne türk olmak üstünlük göstergesi değildir.

Toplumun tekrar tevhide dönüşmesini sağlamalıyız. Allah’ın resulü gönderildiği zaman toplum çirkef ile iç içeydi. Allah resulü vahiyle bunu temizlemiştir. Peygamberimiz bize iki şey emanet bırakmıştır. Biri Furkan, diğeri de peygamberimizin örnekliğidir.