Tatvan’da “Kur’anı Yaşamak” Semineri

Tatvan’da “Kur’anı Yaşamak” Semineri

Özgür-Der Tatvan şubesinin haftalık Cuma seminerinin bu haftaki konuğu Nesrullah ÇELİK,’’Kur’an’ı Yaşamak’’ konusunu işledi.

Nesrullah ÇELİK’in konuşmasının özeti:

Kur’an, varlığımızın ilk şartıdır. Hayat kitabımız, Kur’an’dır. Kur’an, günlük yaşamda kullanılmak için indirilmiş son ilahi kitaptır. ÇELİK, Müslümanlığımız nasıl ki günlük yaşantımızda etkili olamıyorsa, Kur’an’da maalesef aynı o şekilde bugün hayatımıza etki etmemektedir. Kur’an-ı günlük hayatımızdan çıkartarak ölülere okunan, duvara asılan ve anlaşılması zor olan bir kitap haline getirildi. Bizler, Kur’an’dan uzaklaştıkça aslında İslam’dan uzaklaştık. dedi

“Gönlünde ve kalbinde Kur’an’dan bir şey taşımayan bir kimsenin durumu, virane olmuş bir ev gibidir.’’ Hadisi şerifini örnek veren ÇELİK, depremde virane olmuş şehirlerin ve evleri durumu neyse, Kur’an’dan uzak olan insanın durumu da virane gibidir. İster profesör olsun ister zengin olsun fark etmez, Kur’an’dan uzak olan herkes cahildir ve viranedir. “dedi.

“Her kim ki benim zikrimden kendini alıkoyarsa, yaşantısını sıkıntıya sokarız” ayeti kerimeyi örnek veren ÇELİK, dünyanın en zengini olsa bile, kalbinde Allah olmayan kişide sıkıntı bitmez, dert bitmez. Kalbinde Allah olan kişi ister çoban olsun, Allah sevgisi o kişiyi mutlu ve güçlü kılar. Kur’an-ı dünyada unutan kişiyi Allah’ta yarın yevmi kıyamette onu unutacaktır. Allah’ın rahmetinde mahrum olan insan perişan ve zavallıdır.” dedi.

Günümüzün en tehlikeli hastalığından biride Kur’an bilmez, ayet bilmez, hadis bilmez kişilerin kendini devrimci olarak görmesidir. Oysa sahabeye baktığımızda durum çok farklıdır. Sahabe, inecek olan Kur’an ayetlerini dört gözle beklerdi. Nazil olan her ayeti hayatına uygular daha sonra inecek olan ayetleri beklerdi. Ayetler onların hayatını hemen değiştirildi. İçki ayeti nazil olduğunda evinde içki bulunduran sahabeler, bütün içkilerini sokağa dökmüşlerdi. dedi.

Kur’an’ın bir araya toplama sürecini anlatan ÇELİK, Zeyd bin Sabit’in “ben Uhud dağının yerini değiştirme görevini alırım ama Kur’an-ı toplama görevini yapamam” demişti. Ancak daha sonra ki süreçte işin ciddiyetini gördüğü için bu görevi çok zor şartlarda kabul etmiştir. Dedi. Hz.Osman (r.a) zamanında çoğaltılan Kur’an günümüze kadar gelmiş. Çok zor şartlarda kitaplaşan ve bizlere yol gösterici olarak emanet bırakılan Kur’an’a, hakkıyla sahip çıkamıyoruz. dedi.

“Kim, Allah’a ve peygambere itaat ederse, sıdıklar, şehidler ve alimler ile beraber haşr olurlar. Onlar ne iyi arkadaştırlar.’’ayetine değinen ÇELİK konuşmasına, sahabeden Hanzala’nın (r.a) hayat hikayesini örnek sundu. Allah ve peygamber sevgisi için Uhud savaşında şehid düşen Hanzala, tüm nesillere ve çağlara aslında çok büyük mesajlar yolluyordu. dedi.

Ayrıca Uhud’ta babasını, kocasını ve oğlunu şehid veren bayan sahabenin, Peygamberin şehid olmadığını öğrenince “anam babam sana feda olsun ya Resullah’’ demesi bizlere çok büyük dersler sunmaktadır.

Kur’an-ı sahabe nasıl yaşamışsa ve nasıl ki, Kur’an, sahabeyi ilk örnek nesil yapmışsa bizlerde aynı o şekilde Kur’an-ı hayatımıza koymalıyız. İlk nesil gibi bizimde hayatımızda Kur’an daima olmalıdır. dedi.

Haber: Sinan KIRANŞAL

nesrullah_celik-tatvan02.jpg 

Önceki ve Sonraki Haberler