“İstiklal Mahkemeleri ve Kemalizm’in Katliamları”

“İstiklal Mahkemeleri ve Kemalizm’in Katliamları”

Özgür-Der Ereğli Temsilciliği bu hafta “ İskilipli Atıf, İstiklal Mahkemeleri Ve Kemalizm’in Katliamları” konulu semir düzenledi.

Özgür-Der Çorum Şube Başkanı Bülent Gökgöz tarafından sunulan program, İskilipli Atıf Hoca’nın Hayatı, mücadelesi , misyonunun anlatıldığı sine vizyon gösterisi ile başladı. Sine vizyon gösteriminin sonrasında söz alan Bülent Gökgöz, şu değerlendirmelerde bulundu;

İskilipli Atıf Hoca ile ilgili gündem oluşturmak bizler için birçok açıdan önem arz ediyor. Alim, öncü, şahid bir kişilik olan Atıf Hoca, hem Osmanlı hem de Cumhuriyet dönemlerini yaşamış birisidir. Müslümanların batı karşısında neden geri kaldığını sorgulayan ve bu istikamette çözüm önerileri de oluşturan Atıf Hoca, tüm ömrünü toplumu bilinçlendirmeye adamıştır. Müslümanların güç ve kuvvetinin azalması ve Batı karşısında geri kalmasının en temelinde Kur’an nimetinin yitirilerek Rasulullah’ın sünnetindeki yozlaşmayı görür. Bir Topluluğun kendi içinde olanı değiştirmedikçe Allah o toplumu değiştirmez ayetinin Rabbimizin bir sünneti olduğunun idrak edilmesi için Osmanlı hanedanlığındaki yozlaşmalara eleştiriler getirmiştir. Özellikle yönetim kademesindeki İslami manada Şura’dan uzak, adam kayırmaların çokluğu, yolsuzluk, lüks ve şatafata olan düşkünlük gibi konularda uyarı ve ıslah temelli çalışmalar içinde olmuştur. O’nun toplumu Rabbimizin ayetleri ile ıslah etme çabaları karşısında hanedenlık tarafından birçok engellemelere de maruz bırakılmıştır. Bu vesileyle devlet kademelerindeki görevlerinden uzaklaştırılma cezaları ile de karşılaşmıştır. Osmanlı sonrası Cumhuriyet kadrolarının yönetimi ele geçirmesi sonrasında ise Atıf Hoca hiçbir resmi görevlendirmede yer almamıştır. Yeni kadroların tamamen batının değerlerini Müslüman topluma empoze etmeye dönük çalışmalarını gören Atıf Hoca, bu zihniyet ile mücadeleye girişmiştir.

Toplumun islami duyarlılığını yok ederek dilimizdeki kelimelerden, giyim tarzımıza dek tüm hayatımızı kuşatacak şekilde batılı değerlerin ikame edilmesine sessiz kalmayan Atıf Hoca büyük bir direniş göstermiştir. Mustafa Kemal’in birinci mecliste kendisine rakip olacak muhalif kanattaki kadroları ortadan kaldırarak tüm yetkileri kendi eline aldığı tek parti iktidarındaki icraatlarına karşı gelmiştir. Hilafetin kaldırılması, tevhid-i tedrisat, medeni kanun, takrir-i sukun gibi yasalarla, Müslüman toplumun islami değerleri dönüştürülmeye çalışılmış, Türk ulus kimliği üzerine inşa edilen batılı değerler ikame edilmek istenmiştir. Atıf Hoca tüm bu dayatmaların toplumun giyim kuşamını bile dönüştürmek isteyeceğinin farkına vararak “Frenk Mukallitliği ve Şapka” adı ile bir risale yazarak Anadolu’nun her yerine ulaştırmaya çalışmıştır. Maddi birçok zorlukla karşılaşmış olmasına rağmen, toplumun bilinçlenmesi ve bu ifsada karşı direniş göstermesi için gayret etmiştir. Bu dönemde, çıkarılan devrim kanunlarının rejim tarafından ikame edilmesi için istiklal mahkemeleri kurulmuştur. İstiklal Mahkemeleri doğrudan Mustafa Kemal’e bağlı olarak işliyordu. O’nun dışında hiçbir yerden emir almıyor, sınırsız yetkilerle donatılıyordu.  İlk dönem milli mücadele içinde bulunan Şevket Süreyya Aydemir, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy gibi şahısların hatıralarında bu tespitleri görebilmek mümkündür. Almış olduğu olağan üstü yetkilerle İsmet İnönü’yü bile cezalandırmaya kalkan bu mahkemeler, sadece  Mustafa Kemal’in araya girmesi ile kararlarını değiştirmiştir. Mahkeme üyelerinin çoğu hukuk kökenli değil asker kökenlidir. Bu mahkemelerde yargılananlar herhangi bir avukat tutamaz, verilen kararları temyize de götüremezdi. İttihat ve Terakki kadrolarından gelen bu ulusçu mahkeme üyelerinin yargılamalarında vicdani kanaatleri tek kriter olarak belirlenmişti. Devrim kanunlarını ikame amacıyla faaliyet yürüten bu mahkemelerin hedefi rejimin önünde engel olacak tüm özellikle kanaat önderi muhalif seslerin ortadan kaldırılması idi. İstiklal mahkemelerinde asılan birçok şahsın sıfatında yer alan Şeyh, Hacı, Hoca, Alim gibi sıfatların çokluğu bunu göstermektedir. İstiklal Mahkemeleri’ne dair en fazla bilgi bulunabilecek kaynak Ergün Aybars’a aittir. Tam Bir Kemalist olan Aybars, Genel Kurmay arşivlerine girme yetkisi alarak İstiklal Mahkemeleri adlı bu çalışması ile profesör unvanına kavuşturulmuştur. O kitapta bile, bu mahkemelerde bazı hataların yapılmış olabileceği, hatta hiçbir suçu olmayan insanlara idam cezası verilmiş olunabileceğine değinilerek 6, 7 bin civarı insanın katledildiği anlatılmaktadır. Buna rağmen, Bolşevik ve Fransız ihtilallerinde öldürülen insan sayısı ile kıyas edilerek Kemalist kadroların merhamet ve iyi niyetlerine vurgu yapılmaya çalışılmıştır. İskilipli Atıf Hoca istiklal mahkemelerinde vatan hainliği ve İngiliz işbirlikçilik ile suçlanmış ve yargılanmıştır. Atıf Hoca’nın en temelde gayesi islami duyarlılıkların değerlerin yozlaşmasının önüne geçilerek ıslah olmuş bir bilinç inşa etmekti. Bu sebeple yapmış olduğu bildiri dağıtma yazı ve neşriyatlar Mustafa Kemal rejimi tarafından suç unsuru kabul edildi. İstiklal mahkemelerinin kuruluşundan bir buçuk yıl önce dönemin Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayı ile basılmış olan “Frenk Mukallitliği ve Şapka” adlı eseri de bu kapsamda suç unsuru olarak kabul edildi. Hukuk geriye doğru işletilerek kendisinden savunma istendi. Atıf Hoca üzerine atılan suç isnatlarının kurgusal olduğunu bilgi ve belgeleri ile ifade etmiş olmasına rağmen, istiklal mahkemelerinin özelliği olan yukarıdan şifreleme yöntemi ile yani direk Ankara’nın talebi ile idama mahkum edildi. Atıf Hoca’nın idamı, Kemalist vesayetin toplumu sindirme amacıyla gerçekleştirilmiştir. İstiklal Mahkemeleri de insanları sindirerek korku duvarlarının oluşması için, hukuk kılıfına giydirilmiş bir silah olarak kullanılmıştır.

İskilipli Atıf Hoca gibi öncü şahsiyetlerin hayatlarının araştırılarak gündem edilmesi, onlara gasp edilen itibarlarını geri kazandırmak için değildir. Şüphesiz ki onların itibarı, yüce Rabbimizin katında fazlası ile mevcuttur. Bizler,  geçmişimizdeki örnek şahsiyetlerin hayat hikayelerini resmi tarih kurgularını aşarak, bilgi ve belgeleri hakkaniyetli bir perspektifle inşa ederek sonraki nesillere doğru bir şekilde kavratabiliriz.

Soru ve cevap kısmında, Atıf Hoca'nın mücadelesinin güncel konularımıza yansımalarına dair verimli değerlendirmeler yapılarak program sona erdi.

 

eregli-20140330-01.jpg

 

eregli-20140330-02.jpg

eregli-20140330-03.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler