K.Çekmece Özgür-Der Seminerleri

K.Çekmece Özgür-Der Seminerleri

"İlk Dönem Hadis Metinleri ve Ahad Haberin Önemi" konulu seminer verildi. Semineri Haksöz Dergisi yazarı Oktay altın verdi.

Sözlerine Kur'an'i kavramların iyi anlaşılması gerekliliği vurgusu ile giriş yapan Oktay altın şöyle devam etti: Kur'an temel kaynağımızdır. İhtilafın olmadığı İslam tarihi boyunca üzerinde ihtilaf olmayan tek kaynaktır. Hz. Peygamberinde, birinci dereceden sorumlu olduğu kitaptır Kur'an. Kendisine inen vahyi hayatında somut olarak yaşamak ve bizlere pratiğini göstermek üzere görevlendirilmiştir. Resul'ün her türlü hareketi söz ve fiili bizler için çok önemlidir. Resulün sünnetini ve insanlara söylediklerini son derece dikkatli ve titizlikle tahlil etme zorunluluğumuz vardır. kelimeler canlıdır, yaşarlar ve tarih içerisinde şekil değiştirebilirler. Resul zamanında hayatın içerisinde kullanılan kelimeler zaman içerisinde nasıl bir değişikliğe uğramıştır, bu konuyu iyi tahlil etmemiz gerekir. Dolayısı ile konumuza bazı İslami kavramların ne manaya geldiğini açıklayarak başlamak istiyorum.

Sünnet: lügatte gidişat, adet, takip edilen yol anlamındadır. Kur'an da evvelkilerin adeti, sünneti anlamında kullanılmıştır.

Hadis: insandan sadır olan söz anlamındadır. Kadim in zıttı dır. Ekollere göre hadisin tarifi değişiklikler arz etmektedir. Istılahta, Resul'e isnat edilen sözler anlamında kullanılmaktadır.

Tarih içerisinde sahabeye, Tabiin'e, Tebeitabiine ait olan sözlerde hadis olarak kabul edilmiştir. Risaletten önceki resulün sözlerini de hadis olarak görmekteyiz. Hadis e haber de denilmektedir. Eser, iz, kelimeleri de zaman içerisinde hadis kadar meşhur sözlere denilmiştir.

İlim: zaman içeisinde resul'ün sözleri ile eş anlamlı kullanılmaya başlanmış; fakat biz biliyoruz ki ilim kelimesinin karşılığı vahiy'dir. Yakin, zan, şek, şüphe kavramlarıda hadis konusunun anlaşılmasında önemli kavramlar olarak gözümüze çarpmaktadır.

Haber kelimesi bilgi aktarımı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilgi birikimi anlamında kullanılmıştır, Arapçada, habir kelimesi bir konu hakkında çok bilgisi olan kişiye denilmektedir. Muhbir kelimesi hepimizin malumu haber sızdıran kişiye verilen addır. Ahbar kelimesi, bir şeyin iç yüzünden haberdar olan kişiye verilen addır. İsfehani haber kelimesini zan taşıdığını söyler fakat nebe kelimesini ise ilahi vahiy yolu ile geldiği için doğru olarak kabul eder. Bir şeyin haber olabilmesi için duyu organlarımızla algılayabileceğimiz, müşahede alanımız içerisinde olması gereklidir. fakat bazı haberler müşahede alanımız içerisinde olmasa da doğru olarak kabul edilebilir. Mesela Japonya'ya hiç gidip görmediğimiz müşahede edemediğimiz halde, Japonya denilen bir yerin varlığını doğru haber olarak değerlendirebiliriz. Haber in bilgi kaynağı olarak kullanılabilinmesi için bazı metodlar vardır.

Birincisi: yalan üzere ittifak edemeyecek geniş kitlelerin birbirine aktardığı haber doğru olarak kabul edilir. Mesela Osmanlı imparatorluğu vardır diyebiliriz. Görmediğimiz yaşamadığımız halde. İslam alimleri haberin kabul görmesinin şartı olarak en az dört farklı kişiden gelmesi gerekir düşüncesindedirler. Haber dört ayrı kişiden gelse bile güvenilirlik arandığında bu düşünce bazı alimlerce de kabul görmemektedir.

Mütevatir haberin asgari şartları nelerdir?

Haber in çok sayıda kaynaktan gelmesidir, konu hakkında ehil sahibi olunmalıdır, bilgi sahibi olunmalıdır, haberin nesiller arasında kopukluğa uğramadan gelmesidir diyebiliriz. Mütevatir haber varmıdır? İslam tarihinde bu konu tartışılmıştır. Bazı alimlere göre göre mütevatir haber yoktur, bazılarına göre araştırılırsa yüzlerce mütevatir habere ulaşılabilinir der, bazıları vardır ama sayıları çok azdır der. Mütevatir olduğu söylenen hadislere başlıklar halinde baktığımızda şunları görmekteyiz: namazların rekat sayıları ile alakalı hadisler,duada ellerin kaldırılması ile alakalı hadisler,mesh yapılması ile alakalı hadisler,ameller niyetlere göredir hadisi, birde üzerinde çok büyük ittifak sağlanmış olan men kezzebe hadisi vardır. bu hadisin değişik varyantlarda altmışa yakın değişik kaynaktan rivayet olduğu söylenebilinir.

Ahad nedir: Mütevatir olmayan haberdir. Zayıf kanalla gelen, kitleler tarafından aktarılmayan haberlerdir. Muhaddislerin büyük çoğunluğu hadislerin yüzde doksan dokuzunun ahad olduğunda hem fikirdirler. Ahad Arapça da bir demektir. Bir kişinin bir kişiye aktararak ulaştırdığı habere ahad haber denilir. Genel olarak dört kişiden az kişinin aktardığı hadislere ahad hadis denilmektedir. Bir kişinin aktardığı haberin doğru olamayacağı kanaati bizleri yanılgıya götürebilir. Sahabe, resulü gören kişiye denilmekte. Şimdi resulü veda haccında bir kere gözü ile görene de sahabe deniliyor, resulün verdiği mücadelede onun sürekli istişare ettiği kişilere de sahabe deniliyor. Bu kişilerden gelen haberlere bakalım, resul'ün birkaç bir kere görmüş onlarca kişinin haberi ile resulün istişare ettiği birinci derecedeki sahabenin bize ulaştırdığı haber bir olmaz. Bu bağlamda ahad haber önemsizdir demek bizi yanılgıya sürükleyebilir. Mus ab bin umeyr'i düşünün tek başına Medine'ye öğretmen olarak gönderiliyor ve resul adına tek başına orada öğretmenlik yapıyor. Veya Muaz bin cebel'i, düşünün Yemen'e gönderdiği zaman Resul ne ile hükmedeceksin diye sorduğunda sırası ile Kitap, Sünnet ve kendi içtihadımla diyor ve Resul'ün övgüsüne mazhar oluyor.

Ravi zincirinin sağlam olduğu düşünülen hadisleri sıraladığımızda şöyle bir tablo ile karşılaşmaktayız. Sahih, hasen, zayıf ve uydurma hadisler diye sıralayabiliriz.

Vasıl bin ata haberin doğru olduğunu şu şekilde test edebiliriz diyor: kitapta yazması, icma edilen bir haber olması, ve aklın hüccetine aykırı olmaması gereklidir. Malik bin Enes ise Sahabe den yüz kişi, Tabiinden yüz kişi, Tebe i tabiinden yüz kişide nakletse, Medine'nin sünnetine uymazsa bu haber doğru değildir demektedir.

Buhari; kitabında Ahad haber ile alakalı bir bab açarak kesinlikle Ahad da olsa  hadisin delil olarak kabul edilebileceğini söylüyor. Malik bin Nebi kitaba ve Medine ekolüne muhalif değilse Ahad haber kabul edilebilir diyor. Hariciler ise Ahad haberin kendi arasında da ihtilaflı olduğunu, kitapla da ihtilaflı olduğunu dolayısı ile delil olarak kullanılamayacağını söylemektedir. Bu sözlerine delil olarak şunları örneklendiriyorlar: recm cezası ile gelen Ahad haberlerin Kuran'a aykırı olduğunu ve kendi arasında da ihtilaflı olduğunu, resule isnat edilen sözlerin yazıya çok sonraları geçtiğini göstermektedirler.

Karşılıklı soru ve cevaplarla seminer son buldu.

Haber: Ramazan İleri

Önceki ve Sonraki Haberler