K.Çekmece'de ‘Peygamberi Anlamak’ Semineri
Özgür-Der Küçükçekmece şubesi tarafından her pazartesi bayanlara yönelik olarak düzenlenen tefsir dersleri, bu hafta ‘Peygamberi Anlamak’ konulu seminerle devam eti.
Oturum başkanlığını Sümeyye Adam'ın yaptığı semineri Rümeysa Selçuk sundu.
'Peygamberi Anlamak' konusuna Allah'ı ve resulü'nü ne kadar tanırsak tanıyalım vahyi akletmedikten sonra bunun bir anlamı olmaz. Akıl, insanın içindeki peygamber, peygamber de insanın içindeki akıldır, sözleriyle giriş yapan Rumeysa Selçuk Kur'an'ın her on ayetinden üçünün akıl ile ilgili olduğunu ifade ettikten sonra sözü konuşmacıya bıraktı.
Rümeysa Selçuk 'Peygamberi anlamak' konusuna, kutlu doğum haftası etkinliklerine değinerek başladı.
Kutlu doğumu, peygamberin, 13 yıllık Mekke hayatında yaşadığı sıkıntılardan sonra Rebiulevvel ayının 12 sinde Medine'ye ulaşarak ifade eden Selçuk, peygamberin bu hicretle medeniyetin beşiğini de salladığını ifade etti.
Kutlu doğumu kutlamalıyız fakat bu kutlama şiirlerle, ilahilerle broşürler dağıtmakla yapılmamalı diyen Selçuk, bununla, resulle aramızdaki ilişkiyi her an sorgulamamız ve bun un tüm hayatımızı kuşatması gerektiğinin altını çizdi.
Kuran bize resulü nasıl anlattı biz nasıl anladık sorusunu kendimize sormamız gerektiğini ifade eden Selçuk, bunu da asrı saadeti ve sahabelerin yaşantılarını bilmekle öğrenilebileceğini vurguladı.
Peygamberler insanları rahatsız etmek için gelmişlerdir, eğer hayatımız aynı seyrinde devam ediyorsa, Lailaheillallah demenin bir anlamı olmaz diyen Selçuk, hayatımızdaki taşlar yerinden oynamıyorsa boş bir çabanın içinde olduğumuzun altını çizdikten sonra, bu sözü söyledikten sonra hayatımızsa gerçekleşecek değişikliklere dikkat etmemiz gerektiğini vurguladı.
Konuşmasına, iman ettikten sonra çevreleriyle, toplumla sıkıntılar yaşayan sahabelerin hayatlarından örnekler veren Selçuk, bu örnekleri günümüze nasıl taşıyabiliriz diyerek, 'Resul algımız, Resul tasavvurumuz nedir, onunla nasıl irtibat halindeyiz?' sorularını gündeme getirdi.
Peygamber tasavvurumuzun bozuk olması peygambere bir etkisi olmaz, ancak bizim bakış açımızı, anlayışımızı etkiler diyen konuşmacı, günümüzde Peygamber tasavvurunda çok yanlış yerlere gidildiğini, Peygamber'in Allah'ın kulu ve resulü olduğunu geliş sebebinin de insanları hak yolda vahy ile yürümeyi vahy ile dirilmeyi anlatmak olduğunu, bizi ilgilendiren yönünün ise , onun beşeri özellikleri olmayıp getirdiği mesaj olduğunu vurguladı.
Peygamber'i yücelten günümüz anlayışına bazı örnekler veren Selçuk, Hz İsa'nın kavminin ona yaptığı gibi günümüz insanlarının da Resulde olmayan birçok şeyi ona yakıştırdıklarını, oysa bizim tek derdimizin, Resulü çağımıza nasıl taşıyabiliriz şeklinde olması gerektiğini ifade etti.
Resulü yanlış anlamışsak vahyi de yanlış anlamışız diyen Selçuk, ramazan ayında okuduğumuz mukabelelere değinerek okuduklarımızın anlamını bilmiyorsak, vahy, akıl kapımızdan içeri girmiyorsa okuduklarımızın bizleri bir yere götürmeyeceğini, vahyden uzak bir aklın beş duyudan öteye gidemeyeceğini vurguladı.
Son olarak peygamberin de bizim gibi bir beşer olduğunu, fakat misyonunun ölümsüz olduğunu, Kur'an'ın onu çağa taşımak için çırpındığını, bu yüzden ısrarla Kur'an'ın anlamı üzerinde yoğunlaşmamız gerektiğini vurgulayan Selçuk, konuşmasına yaptığı dua ile son verdi. Program dinleyicilerden gelen sorularla sona erdi.
Programdan sonra Filistin yararına düzenlenen yemek kermesi yoğun ilgi gördü.
Haber: Suna Hasanbaşoğlu